DEMOKRASİNİN EVRİMİ, AZINLIK HAKLARI, HUZURLU BİR YÖNETİMİN FORMÜLÜ
Fransız devrimi ile dünya siyasi tarihi köklü bir değişime girmiştir.
Bir kral veya ailenin yönettiği devlet yapısı çökmüş , İnsanlık kendi seçtiği liderlerin yönettiği siteme dönmüştür.
Halk ; artık bir kralın, padişahın, ailenin kölesi ve tebası değil, özgür bir ülkenin vatandaşı ve seçimle değiştirebildiği yönetimin bireyidir.
Bu gelişme, insan onurunun ve insanlık kalitesinin artışı olarak çok önemli bir dönemeçtir.
100 yıl değişimin büyüsü sürmüş. 1900 lerde yüzde 50 yi geçen çoğunluk demokrasisi ile devam edilmiştir.
1900 lerin başında yüzde 51 demokrasisi, tüm dünyada diktatöryel yapıların çıkmasına yol açmıştır.
Yüzde 51 i alan GURUP; ülkenin tüm kaynaklarını, imkanlarını kendine bağlı ve itaat eden insanlara dağıtarak ülkede gelir ve imkan dağılımında büyük adaletsizliklere yol açmıştır.
Tüm avrupada çoğunluk diktatörlükleri etkili olmaya başlamıştır. Toplumun tümünün alması gereken imkanları yarısına dağıtmak , bundan yararlanan kitleyi iktidara aşırı bağlı yapmış ,kaybetme endişesi seçimleri bir savaş havasına dönüştürmüştür.
2 . dünya savaşı sonrası azınlıkların, seçimi kaybedenlerinde ülke imkanları ve kaynaklarında kazananlar kadar hakları olduğu bilinci gelişti. Seçim kaybedenler, hatta çok az bir kitle ile temsil edilenler de tüm ülke imkan ve kaynaklarından eşit yararlanabileceği liberal düşünceler ,azınlıkları koruyan demokrasi felsefesi gelişti.
Bu demokraside azınlıkların, hakları çoğunlukların hakları kadar kutsal ve eşit görülüyor. Ötekileştirmek,düşman dili kullanmak siyasette ayıp ve yasak olarak kabul ediliyordu.
Ülke tek bir partinin egemenliği ile yönetilmiyor. Her kesim temsili oranında ülke yönetiminden ve imkanlarından eşit yararlanabiliyordu. Daha çok koalisyonlarla yönetilmek demokrasinin bir özelliği oluvermişti.
Tek istisna ABD demokrasisidir. Bunun da işleme sebebi devletin aşırı liberal olması, kuruluşundan bu yana özel şirketler devleti olması, ayrıca çok güçlü bir parlamento ve hukuk sistemi kurmuş olmalarıdır. Bence yakın bir gelecekte ABD demokrasisi de ciddi bir revizyona girecektir.
Şimdilerde müzakereci demokrasiyi konuşuyor dünya..
Müzakereci demokraside yasaların meşruiyeti, serbest ve açık bir müzakere şartları içinde oluşmasına ve bu nedenle herkes tarafından mantıki olarak kabul edilmesine bağlıdır.
Müzakereci demokraside, her türlü görüşün müzakere sürecine dahil edilmesi esastır. Kararlar temsilin de ötesinde felsefik ve bilgece tartışma ve müzakere sonucunda alınır. Daha çok bilgiye ve bilen uzmana danışıldığı bir yönetim şekli bu.
Yakın gelecekte dijital demokrasiye geçeceğiz. Kararların bizzat dijital atmosferde bire bir alındığı. Etkileşim için bilgelerin takip edildiği farklı bir demokrasi olacak.
Ülkemizin hala yüzde 51 li sistem ile huzur, barış, ahlak, erdem ve zenginlik bulacağına inanmak;
Ancak dünyanın gelişim seviyesini bilmeyince mümkün oluyor.
Ahmet BULUT