USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

1 MAYIS BAHAR BAYRAMI

01-05-2021

1 MAYIS BAHAR BAYRAMI

 Eskiden bir başkaydı bizim yörelerimizde 1 Mayıs’lar...Bahar Bayramı idi adı. Bahar’ın gelişi kırlarda , mesire yerlerinde  ve piknik sofralarında  kutlanırdı. İnsanlar o gün  aileleriyle, eş ve dostları ile Akpınar ' a , Beşenli köprü başına, Tahtalı Barajı’ na  sahraya giderlerdi .

 Anlatacağım bu öykü  iki ailenin  1 Mayıs Günü  aralarında geçen , yaşanmış bir öyküdür.

Elif ile  Halil  70  li yıllarında görücü  usuli  ile nişanlanmışlardır. Halil görevi gereği nişanlandıktan  iki gün sonra işine, Adana' ya döner. İki nişanlı  birbirini sadece iki kez görmüşlerdir. Kız istemede... ve nişan gecesi...

 Kış geçer,  1 Mayıs gelir. Oğlan evinden   kız evine büyük bir  minübüs gönderilir.  Kızın dayısıgil, teyzesigil, amcasıgil hatta  yakın konu komşusu cumhur camaat  haydiiii..  Minübüs ile Tahtalı Barajı' na...

Bu arada oğlanın annesi ve kızkardeşleri akşamdan hazırladıkları dolmaları, börekleri, çiğköftelik malzemeleri, kebap yapılacak terbiyelenmiş koca bir leğen eti, salata malzemelerini ,  çiğ kadayıf ve kaymağı

 Pikapın arkasına yerleştirler. Hatta kayınvalide  Asiye hanım, orada gelinin boynuna  takacağı altın kolyeyi evde unutmamak için   akşamdan koyduğu bez kesenin içine koyup göğsüne saklar...

İki aile  piknik yerinde belirttikleri saatte  buluşurlar. Kız evi önceden  gelmiştir. Herkes açkısını açar ve yerlerine yerleşirler. Adetlerimiz gereği nişanlı gelin kız  nişanlısının tarafından gelen büyüklerin ellerini öper.  İki dünür ve misafirler birbirleri ile selamlaşır. Ama   nişanlı  gelin, oğlan evinden gelen büyüklere hoşgeldin  etmez. Akrabalarından akranları ile bir ağacın altında sohbetlerine ve anlamsız kahkahalarına devam ederler. Asiye Hanım bu duruma biraz bozulmuştur

ama belli etmemeğe çalışır. 

Bir süre sonra  herkes yere açtığı yer sofrasına kahvaltılık malzemelerini çıkartır dizerler. Yer ocaklarında ve gazocaklarında çinko çaydanlıklarda mis gibi  kaçak çayını  demlemeye  başlarlar.

Herkes birbirine hazırladıkları böreklerden, kahvaltılıklarından ikram eder, güle söyleye  kahvaltılarını yaparlar.   Gençler barajdan balık  yakalamaya baraja indiklerinde kızlar da baraj  kıyısında birbirlerine su atarak eğlenirler. Dizi ağrıyan ve şişmanlıktan yerlerinden kalkamayan kadınlar da ayaklarını uzatarak oturdukları yerde çerez yiyerek başlarlar onu bunu anlatmaya.Dedikodu mu ? Haşaaa ! Hattıuç  bacı gelinin beceriksizliğini anlatırken, o susmadan,   Kısacık Emine komşunun kızını keser ( yermeye başlar ) Arada bir de

“ Be’ kele anam çerez  yimeden dilimi z damağımız birbirine yapıştı... Hele Kele  şurdan bir bardak boyam (meyam) şerbeti verinde   billokma içek ! “

Oradan Kellüşgilin Hetçe :

“ çay içen var mı ? Bir demlik çay demledik kimse içmedi... nezanım( güzelim) kaçacak  çay arıya gidici ( tadı kaçacak) için  bari  kele..  “

 Oğlan tarafından büyük görümce anasına sorar :

“ Kız anne , bu gelin niye gelip elimizi öpmedi ?

 Kaynana:

"Neblim, şişekalasıca ( beddua  )  daha şimdiden bizi hesaaba almor.

" Amman .. bizim bu gelinden çekeceğimiz var ane haaaa !!!

- Hös ( sus ) anam hös  !  Ele güne karşı .. söze heneğe ( lafa) yüreğim , sevdam yok ! Kimseye bir  henek söyleme zere.(zira)

Kız evinden gelinin halası, kızın anasına sorar  :

“ Kele  Güllü, kaynana kıza 1 Mayıs hediyesi ne dakıcı Ecebem ? ( acaba )

      Artık yavaş yavaş akşam  yaklaşmaya başlamıştır . Akşam yemeği hazırlıkları başlar . Oğlan evi bir kocaman leğen etleri  şişlere saplamaya koyulurlar. Diğer taraftan damadın teyzeleri  mangaldaki kömürleri yakmaya çalışırlar.. Bu işler   her ne kadar erkek işi olsa da, dumandan gözlerinden yaş aka aka ha bire ellerindeki karton parçasıyla  mangaldaki kömürleri tutuşturmaya çalışırlar.. ortanca görümce söylenmeye başlar :

"Aman anamın densizliği .. . Ne gereği  vardı bu  1 Mayıs'ın? şu halımıza bak hele.. dumandan gözüm çıktı bin  ciza  vere! 

( bin  kere cezasını versin) .  Küçüğü :

" Heee onlar  kıçlarını yere koyup oturollar biz eşşek kimi çalışoruk hele bak ! Kaynana kızlarına kızgın kızgın bakıp :

-  Diliniz dilaltı ola  bes !!! hösün(susun) dorum !

( diliniz lal olsun)

Kızın amcası da mangalın üstünde çiy kadayıfları sade yağ ile kavurur. Kaymaklı künefeyi hazırlamaya başlar..  Kaynana ordan geçen nişanlı gelini yanına çağırır.

" Hele gel Emine sen de şu kestelde ( Çeşmede )  şu hesleri ( marolları )

 yuyun kızım  acık !

Gelin birden kaşlarını çatarak :

" Ben  hes  mes yıkayamam, tırnakların kırılır !

Kaynana kızlarının yanında donar  kalır.

       Yemekler yenir. herkes yendiğinin tadını  çıkartırken, yemekler sinirlenen kaynanaya ve görünceye zehir zıkkım olur.

 Etraf toparlanıp Kilis' e dönmek İçin hazırlanırlarken herkes kaynananın geline takacağı hediyeyi merak eder.

 Kaynana yavaşça geline yaklaşır ve koynundan çıkardığı  kolyeyi gelinin boynuna takar.

Kolye altından yapılmış   bütün  altın büyüklüğündedir. Gelin elini uzatır kolyenin zincirini tutarak hediyeye bakmak ister. Tam o sırada teyzesinin kızı kalp şeklindeki kolyeyi açar . Kalp tek gözlüdür.  Kaynananın  karşısına geçer  :

-Bu kalp iki taraflı değil. Adet kalbin bir tarafında kızın, öbür tarafında oğlanın  resimi  konur !  Be’  bu ne gereksiz bir kalp !  Beyle hediye mi olur?

Kaynana gene donar kalır. Gelin de başını öteki tarafa çevirir yine kaşlarını çatar.

Herkes arabaya biner evlerine gelirler. Kaynana eve gelir gelmez eline telefonu alır ve oğlunu arar. Gelinle nişanı bozacağını söyler.   “Siz  nasıl isterseniz der oğlan. Siz buldunuz, siz dönüyorsunuz.

Ertesi günü kaynana bacılarını alır kız evine gider  kendilerine ait takı ve hediyeleri, alınan diğer eşyaların hepsini toparlayarak taksiye koyar eve gelirler. Gelin evde yoktur.

     1 MAYIS ‘ ta  sadece iki kere  birbirini görüp haberleri olmadan nişanlanan , ve birbirlerinden yine  haberleri olmadan nişanları  bozulan iki gencin ayrılış öyküsüdür !

AYSEL MASMANACI BEŞOĞLU

Eğitimci şair ve yazar

 BARIŞ VE KARDEŞLİĞİN HÜKÜM SÜRDÜĞÜ,

EMEĞİN KARŞILIĞINI BULDUĞU,

TÜRKİYE VE DÜNYA ÖZLEMİ İLE 1 MAYIS İŞÇİ EMEK VE DAYANIŞMA GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN...