AZ SU İLE BOL YEŞİLLİK
Sene 2000 biyoloji alanında eğitim Fakültesi’nden mezun olduğumda bitkilere olan ilgim, hayranlığım ve bilgim daha çok artmıştı.
Özellikle kaz dağları bölgesindeki bitki çeşitliliği ve doğal güzellikler beni gerçekten doğaya ayrıca hayran bırakmıştı.
Yalova bölgesindeki temanın kurmuş olduğu Karaca Arboretumu, dinazorlar çağından kalan bitkiler çöl ve buzul çağlar’ından kalan çeşitli endemik türler gerçekten bizim milli bir hazinemiz. Bu yazımda özellikle son dönemde yaşanan orman yangınları aşırı sıcaklık küresel ısınma ve susuzlukdan kaynaklanan bir doğal sorunundan ilham alarak bizim oluşturduğumuz yapay park, mesire alanı... vb nasıl bir destek sunabiliriz. Sorusuna cevap bulmaya çalıştım.
Tüm şehirlerimizde imkanlar ölçüsünde yapılan parklar, mesire alanları, yeşil alanlar dinlenmek için ayrılan bölümler mevcut. Fakat genel olarak şehirlerde gözlemlediğim olumsuz şey şuydu; kimse kendi şehrinin coğrafi özelliklerine, iklim özelliklerine uygun bitki çeşidi ile o şehre özel bitkilerin öne çıkarılması ve yaşatılması noktasında bir düşünce içerisinde değil.
Örneğin çok sıcak olan güneydoğu illeri Akdeniz bölgesinde yetişen çok su isteyen bitkilerle çevreyi düzenlemeye çalışmamalı. Belirli tür bitkiler Türkiye’nin her tarafında satılıyor, her tarafında ekilmeye çalışılıyor. Bunun en önemli sebebi bu bitkilerin kolay yetişmesi çabuk büyümesi ve ekonomik olması. Ama diğer yandan bu bitkilerin ekildiği yerlerde su ihtiyacını karşılamak ve coğrafi olarak bu bölgede gelişmesi uzun soluklu yaşaması mümkün mü?
Bu tür hassasiyetlere de dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Şehirlerin coğrafyası üzerinde özelinde düşünmemiz gerekiyor. Susuzluğun fazla olduğu sulamanın sorun olduğu sıcaklığın arttığı aslında bir Çöl iklimine gidişatın başladığı bir coğrafyada yaşıyoruz.
Bu nedenle yeşil alanlara ektiğimiz bitkilerin suyu az seven, çöl ortamında yaşayan, küçük yapraklı, dikenli ve estetik görünümü olan bitkilerden olması gerekiyor. Bu şekilde yapılan peyzajlarda bütün alanlar yeşillendirilmiş bitkilerle süslenir fakat çok az bir sulama yada hiç sulama olmadan da bu bitkiler güzel görüntülerini canlılıklarını muhafaza ederler.
Böylece hem su tasarrufu, hem personel tasarrufu, hem mali kaynaklardaki uzun vadedeki tasarruf gibi bir çok alanda faydaları olacaktır. Bu sayede insanlara dayanıklı ve kurumayan solmayan bir yeşil alandan istifade etme imkanı sunmuş oluyoruz. Bunun yanında sahil bölgelerinde suyu seven, nemi seven bitkilerin ağırlıklı olarak kullanılması gerekiyor.
Belki de coğrafi olarak her bölgenin her ilin ağırlıklı olarak kullanması gereken peyzaj ve süs bitkileri ile ilgili bir akademik çalışma yapılıp bu illere bu bitki çeşitleri tavsiye edilip bunların üzerinden ekim yapmaları tavsiye edilebilir.
Sağlıcakla kalınız.
Mahmut Selçuk
Eğitimci-Yazar
