Sevgili arkadaşlarım,
Bugün de Kilis ‘ imizin “ Diş Hediği” adetimizi kaleme aldım.
Bebeğin ilk süt dişini çıkarmış olması , ailesine ve yakınlarına büyük bir mutluluk verir. İlk dişinin çıkmış olması , bebeğin sağlıklı büyüme ve gelişme olgusudur. Damaklarıyla ezip yutacağı besinleri artık dişleri ile çiğneyip yutabilecek , midesini yormadan beslenebilecektir. İşte bu olay , bebeğin diş hediği kutlaması ile aile ve yakınları arasında güzel ve mutlu bir beraberliğin oluşmasını sağlar.
Komşumuz Heddüç Deyza torunu
Ökkeş ‘ in diş hediğine bizi de davet etti. Ökkeş , dört kızın üstüne doğmuş tek erkek uşak ! Kızlara diş hediği etmemişlerdi. Bunda bir hevas... bir hevas.. Bes görücüng ! Bir böyük kuzu kazanı nohutlu, mayanalı ( anasonlu ) buğda hediği bişti erciden ( erken vakitte) . Bir gün evvelden mecmeğeler ( tepsiler )dolusu kıymalı küfte( içli köfte) yapıldı . Mısafırlar ( misafirler) gelmeye yakın bir eyyi kavrıldı. ( kızartıldı ) Künefeci Mıstafa ‘ ya ( annemin Dayısı ) iki böyük sini pendirli künefe yaptırıldı .
Heneği uzatmıyak ! Biz anamdan içeri girdiğimizde mısafırar gelmişler, salonu doldurmuşlardı. Bösböyük salonda oturacak yer kalmamıştı.
Salona ortada bir soba kurulmuştu.
Koltuklar , halı birbirine uygundu. Duvarlarda iki tane yağlı boya kırmızı güllerden oluşmuş tablo asılıydı.
Heddüç Deyza ‘ dan gelini Nazmıya Abla bizi kapıda karşıladılar. Bizi kürsüye oturttular. Bir baktık kine ortaya bir halbır kodular. Halbırın (kalbur ) ortasına Ökkeş bebeği oturttular. Maşallah anca güzeldi bebek ! Beyaz bulut kimi , pampal (tombul) pissiklere ( kedi ) benzordu eynen . Mavı boncuk kimi gözleri vardı. Çıt çıt bakıp gülordu herkeşe. Heddüç Deyza, gelinini yanına çağırdı koluna dürttü !
-“ Kele allah gözüngü almıya ! Uşağa dakımları geydirip kulatmışsıng , acı döşüne ( göğsüne) mavı bir boncuktan , bir parça şeb ( şap ) den küçük bir parça iğde dalı koyadıng ! Uşağı nazardan çatladıp öldürücüng mü?
- Anne koydum , koydum ceketinin cebinde alayı taman !
- Kırk yılda bir oğlan geçti elimize...
O’ nu da kem gözlerden sakınak barilem ! Kapının ağzında oturduğum için alayı henekleri duyordum. İçimden Heddüç Deyza ‘ ya ökelenordum ( kızıyordum ) amma ne çare ... mısafırdım. Benge henek söylemek düşmezdi böyükler varken. Ailemiz bize bunu belletmişti .
Halbırın içine Nazmıya Abla getirdi bir sındı( makas ) , bir keşefe ( tahta ) saplı bir pıçak, bir tükenmez kelem , küççük bir el eynesi ( ayna ) bir kuru soğan, küççük bir daş kodular.
-“ Deying hediği getiring “dedi kaynana.
Gelinim bacısı Fethiye bir tabağa koyduğu hedikden bir pençe aldı bebeğin başından aşşağı döktü !
bebek mavı gözlerini açtı , yumdu mehsim ( zavallı ) ordaki arvatlar bir zılgıt kopardılar.. .
- Allah heyirli , oğurlu ede ... dos ... dosss .....eheyyy li... li... li... liiiiiii...
İnci tenesi dişleri sağlam, ömrü uzun olur inşallah ! Liii... li.... li....
Darısı güveyiliğine de....li... li...liiiii
Kaynana gelinine seslendi :
- Kez Nazmıya getir Ökkeş ‘ in köyneğini ( atlet ) Nazmıya koynuna sakladığı bebeğin atletini göğsünden çıkardı halbırın içine kodu.
Edetlerimize göre ; Bebeğin çıkan dişini
İlkin( önce ) kim görürse , gider çocuğa çarşıdan bir Köynek alır . Köyneği ya bebeğe geydirir , ya da halbırın içine koyar. Sonra bebeğin halbırın içinden neyi alacağına pür dikkat ettiler...
Ökkeş bebek önüne konmuş öte berilere elini uzatarak , onları ileri geri ittirip, oynordu.
- Be ‘ kele Uşak halbırdan bi şey almor mu ne ? Sonunda bebek elini tükenmez keleme uzattı , kelemi aldığı kimi ağzına soktu. Herkeste bir sevinç ....
- Bi ‘ maşallh . Uşak okuyucu adam olucu İşallah ! Baksene , eline kelem aldı. Nazmıya Abla bir inneeden bir iplik getirdi . Tabaktaki hedikten yedi tene buğda aldı. Mavı ipliye bu buğda tenelerini sapladı. Sonra da , bu ipliği uşağın başına hurdele( kordela ) kimi bağladı. Bu bişmiş buğday teneleri başında kalıcımış eppeyi ( bir süre) . Çocuğun başında bir kısmetmiş bu. Rızkı bol malı , mülkü bereketli olurmuş. sonra halbırı Nazmıya abla ‘ nın eline verdiler. Çocuğun başında üç kelle başında çevirdiler.
Yanımda oturan bir küçük kız anasına dedikine :
- Anne o halbırın içindekiler neee ?
Niye onları halbırın içine komuşlar ?
DEVAM EDECEK
AYSEL MASMANACI BEŞOĞLU
16 . Ocak . 2019