USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

KİLİS GELİN HAMAMI

16-01-2021
Değerli arkadaşlar, Kilis Kültür değerlerimizden lohusa( nefse ) hamamımızı kaleme almıştım. Hazır hamamlardan sözetmişken bir de “ GELİN HAMAMI” ını yazayım dedim. Kız evi ile oğlan evinin ve yakınlarının düğün öncesi birbirleri ile kaynaşmasını sağlayan düğün hamamımız ... Kilis'in Hasancalı Köyü ‘ ne yeni atanmıştım. Müdürümüz Mehmet Türkây ve yeğeni Nilgün ile üçümüz birlikte çalışıyorduk. Komşumuz Bedriye Ablanın kızının gelin hamamına davetliydik. Bir başımız akraba sayıldığından o hamama mutlaka gitmemiz gerekiyordu. Hamam bir Cuma günü sabah 11 deydi. Ben köyde çalıştığım için gitmem olanaksız gibiydi. Annem ısrarlarla o gün müdürden izin almamı ve köye gitmememi söylüyordu. Çalıştığım 41 yıl boyunca anne ve babamın, abilerimin cenazeleri dışında hiç izin kullanmadan , hasta olduğum halde 40 derece ateşle okula gidip derse girdiğimi hatırlarım. Lütfen yanlış anlamayınız kendimi övmüyorum ama bu benim prensibimdi . Köye gittim, dersim bitti. Ama köy minibüsünün Kilis'e seferi yoktu o saatlerde .. Muhtar bana bir at getirdi. -Hoca seni Hamit ağanın atıyla yol çattına gönderelim. Yol çattında islâhiye'den gelen bir münibise bindirelim, öyle git “ dedi. Gençlik ve tecrübesizlik ya! - Tamam dedim. İlk defa bir ata binecektim. Lojmanda oturan Nilgün'ün yardımlarıyla ata zar zor bindim. Atın yuları Keyyâl eminin elinde , ben atın sırtına yapışmış halde korka korka 1 Km. gittik . Sonra aha sana bir yağmur... Aniden sicim gibi bir yağmur başladı.. Yolda kırmızı killi topraklı bir yol. Birden atın ayağı kaydı , at şaha kalktı , ben yerde... üstüm başım çamur içinde .. belimde bir ağrı, yerden zor kalkabildim.. O anda köye giden bir jip önümüzde durdu. İçinde iki hemşire, köye sağlık taraması için gidiyorlarmış. Hemen beni ana yola çıkardılar. Allah rast getirdi bir minübüse binerek Kilis ‘ e geldim. İşte, hem komşu , hem de akrabamız olan Bedriye Teyze ‘ nin kızının gelin hanamına gidişim böyle maceralı oldu. Eve gittim, üstümü değiştirdim, Koca hamama gittim.Evimize yakındı. Çok geç kalmıştım. Şimdi ben gidinceye kadar hamam savılır diye düşünürken , komşularımızı hamamın kapısının önünde gördüm. Daha yeni içeri giriyorlardı. Demek ki daha geç saata almışlardı. Hamamdan içeri girdiğimde misafirler odalarına yerleşmişler yıkanıyorlardı. Annem de Bedriye teyzenin yanına oturmuş sohbet ediyorlardı . Az sonra gelin olacak Kızı zılgıtlarla hamamın oturduğumuz bölümüne getirdiler. Gelin Kızı kaymenin yıkaması İçin, soyunma ve giyinme odasına götürdüler. Güzel beyaz bir mayo giydirdiler. Saçlarını bugle bugle taradılar. Buglelelerinin arasına gelin teli dolayarak süslediler. Alnına yanaklarına sarı ve beyaz fosfor sürdüler . Sağdıç olan diğer iki kızı aynı şekilde süslediler. Oynayacak Kızların da başlarına ve yanaklarına fosfor yapıştırdılar. Ayaklarına halhal taktılar. Birer çay tabağının içine birer ikişer renkli mumları koyarak yaktılar. Orta havuçta ise , damat tarafından hazırlanan sofra görülmeye değerdi. Kayınvalide , iki kızı ile sofrayı özenle hazırlıyordu. Ortaya kayık tabaklara lahmacunları , yanına mevsim salatalarını onun yanına sofranın iki yanına eşit olarak yaprak sarmalarını ve karışık dolmaları yerleştirdiler. Damadın Teyzesi Ve yengeleri, çantadan çıkardığı bir tepsi Öcceyi koşarak getirdi. Ve kızkardeşine: uztıırken -Bedriye kele şu bizim öcceleri de koy sufraya . - Ne zahmet ettin bacım? Aha birsürü yiyecek var zatı . Kayınvalide öcceleri tabaklara koyup onları da yerleştirdi. Damadın yengesi Naciye de bir leğen çökelek semseğini( çökelek böreği ) getirdi sofraya koydu. - O ne kele? - Billokma çökelek semseği ettirdim bende. Yisin millet@ - Sağol bacım . Zahmet etmişsin! Yok kele ne zahmeti. - Sağol bacım. - Emine gel kez şu bardakları düz sende sufraya! -Elif sen de çatalları! Aha şu çıkının içinde de yufka ekmek var. Onları da destele ko. - şükran sen de bardaklara Coca cola ko düz. Yeri şu arvatları çağır, gelsin elem( herkes) otursunlar.. - Şu çalgıcı arvatları da çağırın gelsin otursunlar! Herkes sofrada yerini alırken, damadın halası da bir böyük leğençe( büyük tepsi ) fırın yapmasını getirdi öbür sofraya koydu. Bedriye hanımın samimi komşusu da koca bir tepsiye koyduğu Kilis iç katmasını ve bir saklama kabında ekşiledği üzüm yaprağını da öbür sofraya , tabaklara koyarak dizdi. Kızın annesi de evinde yaptığı üç kalıp üzümlü kekleri ve yaş pastayı sofraya , tabaklara koyarak yerleşirdiler. Herkes sofrada yerini aldı. O sorada zılgıt çalarak gelinin sağdıçları ve arkadaşları gelin önde Kendileri arkada tek sıra halinde ellerinde allı yeşilli yanan mumlar ile oynuyarak orta havuşa geldiler. Oturan kadınlar da çibik çalarak gelen Kızlara mani söylemelerini söyledi.Kızlar gelinin bugleli saçlarını göstererek “ YAR SAÇLARIN LÜLE ,LÜLE YAR BENZİYOR BEYAZ GÜLE 2. BÖLĞM İLE DEVAM EDECEK AYSEL MASMANACI BEŞOĞLU Eğitimci şair ve yazar