USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

KİLİS LOHUSA ( Nefse ) HAMAMI

20-12-2020
BÖLÜM : 1 Sevgili dostlar, Şimdiye dek KİLİS’imizin kültürel değerlerinden “DÜĞÜN SİNEMASI ve GÖRÜCÜ USULÜ EVLİLİK KÜLTÜRÜMÜZ“ yazı dizisinde gelenek, örf ve göreneklerimizi anlatmıştım. Ayrıca sabun yapılan ve zeytin yağı çıkartılan ve soyadımızın kaynağı olan “MASMANA“ yazı dizimi de aylarca Facebook’ ta yazarak sizlerle paylaştım. Yazım yerel gazetemiz olan KİLİS KENT GAZETESİ ‘nde aylarca yayınlandı. Siz değerli arkadaşlarımın ve dostlarımın istekleri üzerine Kilisimizin bir başka geleneği olan “LOHUSA HAMAMI“ kültürümüzü de kaleme aldım. Ben de siz sevgili dostlarımın isteğini baş tacı ederek, öncelikle Kilis’imizin en büyük tarihî anıtlarından olan PAŞA HAMAMI‘ nın kısa bir tarihçesinden söz etmek istiyorum. Kilis ‘ in Tekke Mahallesi Sabah Pazarı yöresinde bulunan Paşa Hamamı, dikdörtgen planlıdır. Sivri kemerli bir niş içinde bulunan cümle kapısı oldukça görkemlidir. Bu kapının düz atkısı, üzerindeki silmelerin yukarısında devam etmektedir. mimari bakımından şahaser bir yapı olan hamamın cephesi, tamamen sarı ve siyah taşla yapılmıştır. Kapının sağında hamamın soğukluğuna açılan üç pencere vardır. 1560 yılında Emir Canbolat tarafındanyaptırılan ve şimdi Vakıflar Bölge Müdürlüğüne ait olan hamam 97 yıldan beri Özyardımcı ailesi tarafından çalıştırılmaktadır. Günün belli saatlerinde erkeklere ve kadınlara hizmet vermektedir. Kese yapanlara TELLAK, havlu ve yer tahsis eden hizmetliye de NATIR denir. Gaziantep ‘ in ilçesi Nizip‘te Öğretmenliğimin üçüncü yılını çalışıyordum. Hafta sonu tatili için Kilise, ailemin yanına gelmiştim. Cuma günü öğleden sonra öğeencilerime İstiklal Marşını söyletip okulu paydos ederek çantamı kaptığım gibi Barak köylerinden gelen minübüslere atlayıp Antep‘e, sonra da aktarmalı olarak Kilis minübüslerine binip Kilis’e geliyordum. Pazar akşamı da aynı şekilde Samandöken Köyü‘ ne tekrar dönüyordum. Yine böyle bir hafta sonu tatiline gelmiştim. Annem, cumartesi günü yeğeninin lohusa hamamı olduğunu söyledi. Ben hafta içi köyde olduğun için cumartesi günü ne almışlar. -Ne hazırlayalım acaba kızım? - Ay anne ne hazırlayacağız Allah aşkına, orada yemek mi yenir yaaa ? - Kızım boş gidilir mi hiç? Alem yiyecek, biz de herkesin ağzına mı bakıcık? - Ya o ter kokusunun içinde, milletin yıkandığı yerde yemek falan yiyemem ben! - Çok konuşma acık! Hamamın sekisini güzelce yıkar soframızı açar yemeğimizi yerik! Aman annee... ne istiyorsan onu yap! Ben çok yorgunum, odamdayım. Uyandığımda akşam olmuştu. Mutfağa su içmeye girdiğimde tezgahın üzerindeki tepsi ve tencereleri görünce şaşırdım kaldım. Mutfak yemekhaneye dönmüştü. Mis gibi dolma kokuyordu. Tencerenin kapağını kaldırınca ne göreyim! Patlıcan, kabak, biber dolması, üstüne de sıra sıra dizilmiş yaprak sarması. Fırının içine baktım; ıspanaklı börek! Ablam gelmiş, anneme yardım etmiş meyer! Bir an utandım onlara yardım edemedim diye. Ablam mutfağa geldi, sarıldık. -Abla sen ne diyorsun bu saçmalığa ? -Kızım olmaz! Bu lohusa hamamı. Orada bu yemekleri şapur şupur suların içinde nasıl yiyeceğiz ? -Kızım adetimiz işte ! -Saat kaçtaymış ? - Öğlen 12‘ de . - Benim arkadaşlarımla programın var, ne olacak şimdi? Gitmesem kuzenden ayıp olur. -Tamam ablacım, sen biraz erken kalkarsın, oradan da arkadaşlarına gidersin. Nihayet hanamdayız... O tarihi binanın önüne geldiğimizde, siyah ve sarı renkli dikdörtgen taşlardan yapılmış cümle kapısına ilk defa böyle dikkatli bakıyordum. Kapının üst tarafında yelpaze şeklindeki kemerin alt tarafında kabartma eski yazı yazılıydı, altında sarı metal elips şeklinde bir pano vardı. Panonun üzerinde Paşa Hamamı ve 16. yy yazılıydı. Kapının sağ tarafında demir çubuklu kafesi olan üç tane pencere vardı. Hamamın içine, zemine doğru inen beş basamaklı merdivenlerden aşağıya indik. Girişte kasada oturan Süreyya Teyze arkadaşım Fatma’nın annesiydi. Hoşgeldin etti bize. Burası hamamın büyük havuşuydu. Ortada büyük ve fıskiyeleli bir süs havuzu vardı. Misafirler gelmeye başlamıştı. Lohusa ve çok yakınlarına da özel odalar ayarlanmıştı misafirlere de tabii. Odalara çanta ve eşyalarını yerleştirdiler. Biz de bize ayrılan odaya yerleştik. On dakikada avlu ( havuş ) insan kaynadı. Herkes ellerindeki çantalarını yerleştirdi. İç avludaki kurnalara oturdu. Yaklaşık on beş dakika sonra hamamı çınlatan zılgıt seslerinden Lohusa Hanımın geldiğini anladık. DEVAM EDECEK Ayser Masmanacı Beşoglu Eğitimci şair ve yazar _______