USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

MİRAS HUKUKUNDA ‘’AİLE KONUTU’’ ÜZERİNDE SAĞ KALAN EŞİN HAKLARI NELERDİR?

04-01-2021
Aile konutu, eşlerin sürekli olarak birlikte yaşadığı konut demektir. Bu aile konutu üzerinde eşlerin tek başlarına tasarrufta bulunmalarını engelleyen şerhe de ‘’Aile konutu şerhi ‘’denmektedir. Aile konutu , aslında eşinizin sizden habersiz oturduğunuz evi satması gibi bir durumun önüne geçilmesi noktasında önem arz etmektedir. Aksi halde ; birlikte oturduğunuz konut üzerinde ‘’aile konutu şerhi’’ yoksa ; taşınmaz üzerinde tapu sahibi olan eşiniz , sizin onayınızı almadan evinizi bir başkasına satabilir ve üzerine ipotek ettirebilir. Böyle bir durumun yaşanmaması için tek taraflı olarak Tapu Müdürlüğü’ne giderek aile konutuna şerh düşülmesini talep edebilirsiniz. Yani; taşınmaz, eşlerden yalnızca birisi üzerine kayıtlı olsa bile diğer eş bu evin aile konutu olduğuna dair tapuda şerh düşülmesini isteyebilir. Bu durumda aile konutu şerhi konulması isteyen eşin , diğer eşle resmi nikahlı olarak evli olması gerekli olup eşlerin söz konusu taşınmaz üzerinde de devamlı surette oturmaları gerekmektedir. Ayrıca ; sizin bu hakkınızı herkese karşı ileri sürebilmeniz için bu durumun tapu siciline şerh edilmiş olması gerekmektedir. Örneğin; Tapu Müdürlüğü’nde eşinize ait gözüken bir taşınmazın üzerinde aile konutu şerhi bulunmuyorken başka birine satışı gerçekleşirse bu durumda siz , itiraz edip satışın iptalini isteyemezsiniz. Çünkü ; tapu üzerine aile konutu şerhi konulmayan evlerin bir başkasına satışında engel yoktur. Bundan ötürü yasal bir engel olmadığı için sizin rızanız olmadan da evin satışı yapılabilmektedir. Ne yazık ki bazı durumlarda Aile konutu niteliğindeki konut, tapudaki aile konutu şerhine rağmen diğer eşin rızası alınmaksızın satılabilmektedir. Böyle bir durumda satışa rızası olmayan diğer eş , Tapu İptal ve Tescil davası açarak aile konutuyla ilgili tapunun iptal edilmesini talep edebilir. Aynı durum ipotek ve kira sözleşmesinin feshedilmesi açısından da geçerli olup evin tapusuna sahip olan eşiniz , sizden habersiz olarak eviniz üzerinde ipotek işlemini de gerçekleştirmeyeceği gibi kira sözleşmesini de feshedemez. Aksi bir durumda; eşiniz aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini sizden habersiz feshederse, bu durumun geçersizliğine dair bir tespit davası açabilme hakkınız bulunmaktadır. Eşlerden birinin ölümü ile evlilik birliğinin sona ermesi halinde , sağ kalan eş hem mal rejiminin tasfiyesinde hem de mirasın paylaşılmasında aile konutu üzerinde kendisine bir takım haklar tanınmasını talep edebilir. Sağ kalan eş, ‘’ölen eşine ait olan birlikte yaşadıkları konut (aile konutu) üzerinde , miras payına mahsup edilmek suretiyle kendisine mülkiyet, intifa(yararlanma) veya oturma hakkı tanınmasını’’ talep edebilecektir. Aile konutunun sağ kalan eş lehine miras payına mahsuben özgülenmesi yani tahsis edilmesi için öncelikle dava edilen konutun aile konutu olması gerekmektedir. Bu hususta mirasın paylaşılması safhasında aile konutunun, miras payına mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi üç şekilde olabilir. Bunlardan ilki; sağ kalan eşe , aile konutu üzerinde mülkiyet hakkının tanınmasıdır. İkincisi; haklı sebeplerin varlığı halinde gerek sağ kalan eş veya diğer mirasçıların talebi üzerine mülkiyet yerine sağ kalan eş açısından intifa hakkının (yararlanma hakkı) tanınmasına karar verilebilir. Üçüncüsü ise yine haklı sebeplerin varlığı halinde gerek sağ kalan eş veya diğer mirasçıların talebi üzerine mülkiyet yerine sağ kalan eş için oturma hakkının tanınmasına karar verilebilir. Haklı sebebi, hâkim somut olaya göre değerlendirecektir. Eşin buradaki talebi, miras hakkına dayandığı için eşinin ölüm tarihinde mirasçı sıfatına sahip olması gerekmektedir. Şayet ; ölen eş, sağ kalan eşini mirasçılıktan çıkarmış ise sağ kalan eş bu hakkını ne yazık ki kullanmayacaktır. Çünkü artık sağ kalan eş, ölen eşin mirasçısı değildir. Bu durum ; Medeni Kanunumuzda, Eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; Sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya miras bırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa(yararlanma) veya oturma hakkı tanınmasına karar verilebilir. Ayrıca ; miras bırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek ve sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde, sağ kalan eş bu hakları kullanamaz denilerek miras bırakanın diğer yasal mirasçılarına da bu konuda talep hakkı sağlandığı hüküm altına alınmıştır. Kanunda yer alan bu madde ile sağ kalan eşe, konut veya ev eşyası ile ilgili olarak mülkiyet ya da haklı sebeplerin varlığı halinde istem üzerine intifa ya da oturma hakkı talep edebilme imkanı getirilmiştir. Sağ kalan eş intifayı yani kullanma hakkını seçtiğinde isterse aile konutunu kiraya da verebilir. Sağ kalan eşin oturma hakkını seçmesi durumunda ise; o evde oturmak durumundadır. Medeni Kanunumuzda açıkça sağ kalan eşin miras payına mahsuben aile konutunun özgülenmesi talep edilebileceği belirtilmesine karşın sağ kalan eşin miras payı, aile konutunun altında bir değerde ise ne olacaktır? Yani sağ kalan eşin miras payının belirlenmesinde; miras payı ile aile konutu arasındaki oranın nasıl kurulacağına değinecek olursak ; Eğer sağ kalan eşin mirastan payına düşen miktar aile konutunun değerini karşılamıyorsa ; sağ kalan eş, miras payı dışında kalan aile konutunun değerini ödeyerek onun mülkiyet hakkını talep edebilecekir. Şayet ; sağ kalan eşin bakiye değeri ödeyecek gücü yoksa aile konutu üzerinde ,intifa(yararlanma) veya oturma hakkını talep edebilecektir. Avukat Gülsen Tutoğlu avukatgulsentutoglu@gmail.com