Sevgili takipçilerim
Türkiye Siyasetinde her geçen gün kalite biraz daha düşmektedir. Nitekim bizde siyasetin, milletin selameti için değil, şahsi menfaat için yapılmakta olduğunu görüyoruz. Zira siyasilerin kahır ekseriyeti dertlerimizi çözme yerine, sadece problem üretmek için çırpınıp duruyor.
Bir nevi hayra değil, şerre hizmet ediyor!
Bu konuda iktidarla ana muhalefet adeta birbiriyle yarışıyor. Diğer küçük partiler ise bu manzaraya seyirci duruyor. Onun için ülkemiz ekonomik ve sosyal problemlerin altında çırpınıp, duruyor. Seçim meydanlarında İş deniliyor, aş deniliyor ama milletvekili mazbatasını aldıktan sonra maalesef unutuluyor. Kimsenin kılı kıpırdamıyor. Kulaklar sağır olmuş, gözler yaşanan tahribatları görmüyor, sadece makam kapmak için yardakçılık yapılıyor.
Milletin derdine deva olmak için değil!
Ama bu siyasileri şımartan, onlara oy verenlerdir. Aklını başına devşirmeden sandığa koşanlardır. Ufak tefek parasal yardımlara tenezzül edenlerin oy kullanmasıdır. Göz göre göre, kendi menfaatlerini sağlamak için, ülkenin batmasına göz yumanlardır. Bu gibi insanların çoğunluk haline gelmesine şaşmamak mümkün mü?
Soyanlar ve soyduranlar!
Ülkemizde siyaset, kuru mantıkla yapıldığı için, her konuda dertler artmakta, her gün sofralardaki zeytin tanesi azalmaktadır. Fakir-fukara dert, keder içinde kıvranmakta, buna rağmen ‘Adil Düzen’ yerine, çalanların, çırpanların, soyanların, soyduranların, sömürenlerin, sömürtenlerin iktidarları alkışlanmaktadır. Bu akıl tutulması değil de nedir?
AH AH AH ZAVALLİ HALKIM
- Yıllardan beri yalan konuşanlar alkışlanmaktadır.
- Çalanlara, çırpanlara ses çıkarılmamaktadır.
- Siyasetimizi kirletenler hiç düşünülmeden alkışlanmaktadır.
- Argo konuşanlar, millete tepeden bakanlar baş tacı edilmektedir.
- Milletin demografik yapısını bozanlar, her geleni Ensar(!) anlayışı ile kabul eden, böylece iç barışı tehlikeye sokanlar Tel’in edilememekte, tam aksi onlara iltifat edilmektedir.
- İç huzurumuzu bozan konuşmalar yapan siyasetçiler vardır.
- Ülkenin bekası diye diye, konuşmalarıyla ülkenin bekasını tehlikeye atan siyasilerin halen peşinde koşulmakta ve hâlâ onlardan medet umulmaktadır. Buna rağmen hâlâ kurtuluş için çırpınmıyoruz. Tam aksi bunların taşkınlıkları sürsün diye, onları desteklemeye devam ediyoruz.
Çöküşün Eşiğindeki Ülke
Bir ülkeyi çökertmenin projesi!
Malum, Haim Nahum daha önceden bir ülkeyi çökertmek için demişti ki;
1- Önce milleti işsiz bırakacaksınız,
2- Aç bırakacaksınız,
3- Borca esir edeceksiniz,
4- Dininden uzaklaştıracaksınız,
5- Böleceksiniz, böldüklerinizi birbiriyle çarpıştıracaksınız, kolay lokma haline getirdikten sonra da yutacaksınız.
Üzülerek ifade edelim ki, bu talimatların tamamına yakını ülkemizde uygulanmış, onun için de milletimiz dara düşmüş, derdini anlatabilecek kapı kalmamıştır.
Harezmî’den insan tarifi?
İslam âlimi Harezmî’ye insan nedir diye bir sual sorulduğunda verilen cevap aşağıdadır.
● İnsan güzel ahlaklı ise = 1 eder.
● Yakışıklı ise buna bir sıfır ekleyin = 10 eder.
● Varlıklı ise bir sıfır daha ekleyin = 100 eder.
● Soylu ve mezhep sahibi ise bir sıfır daha ekleyin = 1000 eder.
● Fakat’ ahlak’ olan 1 giderse, insanın kıymeti gider, geriye değeri olmayan sıfırlar kalır.
İnsanlar cisimleriyle değil, ruhlarıyla insandır!
Bu özellikleri taşımayan kim olursa olsun, peşlerinden gidilmez, gidilirse sonu hüsran olur. Bugün gördüğümüz manzara, budur.
Vatan satan soysuzlardan, Oy çalan hırsızlardan, Din satan yobazlardan, Sütü bozuk kansızlardan,
Milleti sömürenlerden, Ar ve hayâyı tüketenlerden, Ülkemizi sen koru Allah’ım.
Sevgilerimle
Ekonomist & Yazar
Turan KAYA