<div>İsmail Heniyye’den sonra HAMAS’ın başına geçen Yahya Sinvar da girdiği bir çatışma sonucu şehit oldu.Elbette 2024 yılının dünyasında Yahya Sinvar'ın verdiği mücadele, son anlarında dahi teslim olmaması çok büyük etki uyandırdı ve tarihte unutulmayacak şekilde yerini aldı.Yahya Sinvar uzun yıllardır devam eden Filistin mücadelesinin en simge isimlerinden birisi oldu.Belki de Yahya Sinvar özellikle 7 Ekim'den bu yana 1960'lı yıllarda Cemal Abdülnasır'dan sonra uluslararası arenada kimsenin ulaşamadığı bilinirliğe kavuştu.Yahya Sinvar tıpkı verdiği mücadele gibi zorlu bir hayat yaşadı. Genç yaşlarında direnişin saflarına katıldı. HAMAS içinde bir istihbarat birimi kurdu Siyonist İsrail işbirlikçilerine karşı sıkı bir mücadele verdi. Yahya Sinvar'ın HAMAS içerisinde kısa sürede yükselmesi, işgalci İsrail'in ve onun müttefiklerinin dikkatlerini üzerine çekti. Yahya Sinvar genç yaşlarında hapse girdi ve 19 yıllık bir hapis hayatı yaşadı.İşte bu 19 yıl içerisinde ne umutlarını tüketti, ne mücadeleden vazgeçti, ne de işgalcilere teslim oldu.Tam aksine İbraniceyi ana dili gibi öğrendi. İngilizceyi de yanına ilave etmeyi unutmadı. İsrail liderlerinin psikolojisini, hayat felsefesini, İsrail'in güçlü ve zayıf yönlerini tek tek ele aldı. Yüzlerce makale ve kitap okudu, derin araştırmalar yaptı."Filistin mücadelesini nasıl başarılı kılarız" diyerek teorik ve pratik bir altyapı oluşturdu. Hapisten çıktıktan sonra da mücadelesinde asla yılmadı ve HAMAS'ın liderliğine kadar ulaşan bir yol izledi.7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonu ile birlikte adı dünya kamuoyunda çok daha sık duyulmaya başlandı. Yahya Sinvar’ın şehit olması şüphesiz ki Filistin mücadelesi için büyük bir kayıptır. Çünkü o kurmay zekâya sahip bir kişiydi.Şimdi Sinvar'ın yokluğunda bu işlerin nasıl yürütüleceği de merak konusu. HAMAS kolektif bir yönetim şekli ile mi yönetilecek, yoksa yeni bir lider mi belirleyecek?Açıkçası son aylarda iki liderin şehit edilmesinden dolayı HAMAS yeni lider seçilse dahi onun ismini şimdilik açıklamayabilir.Çünkü netice itibariyle İsrail böyle olduğu takdirde bir kişiye odaklanıyor ve onu her defasında öldürdüğünde sanki çok büyük bir zafer kazanmış gibi algı operasyonlarına imza atıyor.Peki, Sinvar'sız Gazze'de ve direnişin genel hatlarında neler yaşanabilir?HAMAS'tan yapılan son açıklamalara baktığımızda mücadelenin daha güçlenerek süreceğini ve Yahya Sinvar'ın şehit edilmesinin büyük bir kayıp olsa da aslında direnişe tesir etmeyeceği ifade ediliyor.Bir de İsrail'in tutumuna bakalım. Netanyahu'nun yaptığı açıklamaya baktığımızda kendisinden çok emin bir şekilde "esirleri geri verin, silahları bırakın ve teslim olun" dedi.HAMAS elbette ki Netanyahu'nun bu açıklamasını ciddiye almıyor. Çünkü HAMAS kurulduğu günden bu yana hiçbir zaman geri adım atmamış ve bütün zorluklara rağmen zaferin geleceğine inanmış bir yapı.Bundan sonra savaşın genel hatlarında değişecek bir şey yok. Artık bu noktada iş başta Türkiye, İran, Mısır ve Pakistan’a, bölge İslam ülkelerine ve dünyanın tamamına düşüyor.Benyamin Netanyahu her zaman direniş liderlerinin hedef alınması gerektiğini ve Yahya Sinvar, İsmail Heniyye ve diğer isimlerin onun tabiriyle "katledilmeden" bu savaşın bitmeyeceğini söylüyordu.Evet, şimdi artık o liderlerin büyük çoğunluğu şehit oldu. Ancak Netanyahu direnişe olan inancı kıramadı.Peki, Netanyahu bundan sonraki hedefi ne olacak?Liderler hayatını kaybettiği için "Gazze'yi daha rahat işgal edebilirim" diye düşünebilir. Direnişin hâlâ ayakta olması Netanyahu'nun bu planını suya düşürecektir ama planının gerçekleşmediğini gören Netanyahu katliamlarının dozunu daha da artırabilir.İşte bu nedenle Lübnan'a, Suriye'ye, Gazze'ye, Yemen'e aralıksız bir şekilde saldıran Netanyahu'ya karşı dünyanın ortak bir şekilde hareket etmesi lazım. BM Genel Sekreteri’ni bile “İstenmeyen Adam” ilan eden İsrail’in laftan, sözden anlamadığı artık herkesin ittifak ettiği bir gerçek. Siyonist ateş Lübnan’daki gelişmeleri de düşündüğünüzde çok kısa sürede bölgeyi sarma potansiyeli taşıyor.Yazıya son verirken bir kez daha Yahya Sinvar'a ve direnişin tüm şehitlerine Allah'tan rahmet diliyorum.Unutulmamalıdır ki bu toprakların hamuru özgürlükle yoğrulmuştur. İnsanlığın ortak düşmanı Siyonizm’e karşı mücadelede vicdanların sesi kısılabilir ama susturulamaz. Çünkü Sinvar bütün dünyada artık çok daha yüksek sesle konuşuyor. Onun sesine kulak verenler ise dini, dili, ırkı, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun akıl ve vicdan sahibi bütün insanlardır.Mustafa Kaya</div>