“ÖKÜZ ALTINDA BUZAĞI ARANMAZ”
Nezir ÇAĞLAR
Ortalama 2 haftadan bu yana şahsım hakkında bir takım söylentiler aldı başına gitti…
Bu sebeple uzun zamandan beri yazmadığım köşe yazısını kaleme alma ihtiyacı hissettim. Söylentiler en azından kötü veya yüz kızartıcı değil elhamdülillah…
Şahsımın bir siyasi partinin il başkanlığını aldığım, teşkilatını oluşturmak için genel merkezden yetki aldığım (ki hâlihazırda bir il başkanı var), yönetim kurulu oluşturduğum, üye yazdığım, delege oluşturduğum, hatta hatta il başkanlığı binası için bir yer dahi tutacağım söylenip duruyor…
Bir kişi gelip soruyor, açıklama yapıyorum, başka bir kişi gelip soruyor açıklama yapıyorum, birileri arıyor açıklama yapıyorum. Bu sebepten ötürü artık bir yazı yazma ihtiyacı hissettim.
Kaldı ki, seveyim veya sevmeyeyim, birileri bir görevdeyken ben o göreve talip olmadım, olmam. Olayın nasıl cereyan ettiğini ve nasıl geliştiğini de yakın çevrem çok iyi biliyor.
Eğer o makam, mevki veya koltuk her ney ise, boşaldığı zaman her Kilislinin hakkı olduğu gibi o göreve talip olmam benimde en doğal hakkımdır.
Birileri arayıp olayın aslını bilmeden ahkam kesiyor, “Yaptırmam, ettirmem, emeği olanlar var, tepeden inme olmaz, engellerim…”
Hey gidi hey…
Aslanım, bunların hepsini sen yaptın zaten…
Sende tepeden inmedin mi?
Daha önceden neredeydin?
Genel Başkan aday olduğunda kimin arkasındaydın, kime destek veriyordun?
Sen yokken, biz vardık…
Kaldı ki, memlekette yılda toplasan bir ay bile yaşamayan bir adama kaldıysa bu iş, yılın her gününü bu şehrin havasını teneffüs eden, sıkıntılarını yaşayan, füzelerini yiyen Kilis’te yaşayan herkesin en doğal hakkıdır bu göreve talip olmak…
Kendini kaf dağında gören zati muhterem, “Biz 40 kişiyiz, 40’imizda birbirimizi iyi biliriz…”
Yanıma hal-hatır sormak ve sohbet etmek için gelenleri/gelecekleri hariç tutarak, lütfen hiç kimse bu konu ile ilgili yanıma gelmesin, arayıp sormasın. Gerçekten herkese aynı şeyleri söyleyip durmaktan sıkıldım çünkü…
Kalın sağlıcakla…
