Miladi takvimle 2023 yılının son haftasına giriyoruz. Kocaman bir yıl yine hızlı bir şekilde geldi ve geçiyor. Elbette sona ermekte olan bir yılın üzerinde tefekkür etmekte, yaşananları hatırlamakta fayda var. "Ülke ve toplum olarak bu yıl neler yaşadık" sorusu üzerinde biraz düşünmemiz gerekir.
2023 yılına dönüp, yaşananlara baktığımızda akıllarda dört şey net bir şekilde kalıcı izler bırakmış. Bunlar; 6 Şubat Depremi, Seçimler, Ekonomik Kriz, Gazze ve Aksa Tufanı Operasyonu. Bu yıl en çok canımızı yakan olay Kahramanmaraş merkezli depremler oldu. Türkiye, çok eskiden beri tanıdığı gerçeği, 6 Şubat gecesi bir kez daha çok acı boyutlarıyla hatırlamak durumunda kaldı. 13 ilimizi vuran depremde 50 binin üzerinde canımızı kaybettik. Medeniyetlerin beşiği olan kentlerimiz büyük bir yıkım gördü, tarifi imkânsız acılar yaşandı. Depremde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Yüce Allah'tan bir kez daha rahmet ve acılı vatandaşlarımıza da baş sağlığı diliyorum. Ve bu olayları hatırlarken şunun da altını çizmek istiyorum ki; Türkiye yaşadığı deprem gibi doğal felaketlerden alınması gereken dersleri tam anlamıyla çıkarmıyor.
Olası İstanbul depreminin sosyal, ekonomik, iç ve dış siyasi sonuçları üzerinde gereken tartışmaların yapılmadığını görmekten de büyük bir endişe duyuyorum. Allah muhafaza İstanbul’da depreme hazırlıksız yakalanmak demek sadece İstanbul değil, Türkiye için de bir beka meselesi demektir. Ülkemizin bir diğer büyük sınavı 14 Mayıs seçimleri oldu. 14 Mayıs gerçekten bir toplumsal uzlaşı çabasıydı. Muhalefet açısından istenilen sonuçlar elde edilemese de toplum için birçok önemli kazanımlar gerçekleşti. Örneğin toplumumuzun içinde inşa edilen suni duvarlar aşıldı, uzlaşı kültürü güçlendi. Ve 20 yıl sonra Millî Görüş Hareketinin temsilcisi Saadet Partisi, Gelecek Partisi ile birlikte Meclis'te kilit konumda olan bir grup kurdu.
Bugün Saadet Partisi Grubu ortaya koyduğu muhalefetiyle inandığı prensiplerini, üzüm yemeyi önceleyen eleştirilerini ve çözüm yollarını net bir şekilde anlatmaya devam ediyor. Konu seçimlerden açılmışken ekonomiye de mutlaka bir başlık ayırmak lazım. Ülkemiz 2001 yılından sonra ekonomik açıdan en zor günlerini yaşıyor. Çalışanların neredeyse yarısı asgari ücrete mahkûm edilmiş durumda. Emekliler ise 7 bin 500 lira ile hayatta kalmaya çalışıyor. Çarşı pazarda enflasyonun ateşi düşmüyor, kira fiyatları aldı başını gidiyor. Tüm bu ekonomik tablo karşısında yılın başında "Nas Ekonomisi" diyen iktidar, bugün faizleri % 40'ın üzerine çıkardı. Daha önce bir yazımızda ifade ettiğimiz gibi iktidar her alanda deneme-yanılma yöntemiyle yol bulmaya çalışıyor.
Açıklar kapatılamadığı için vergi üstüne vergi geliyor. Hükümetin önce ağır bir şekilde suçlayıp, sonra da alkışlayarak iş başına getirdiği ekonomi ekibi, 6 aydır doğru dürüst bir yol haritası açıklayabilmiş değil. Bu veriler ışığında 2024'te ekonomik durumun daha da ağır olacağını tahmin etmek zor değil.
Bu yılın son çeyreğinde ise küresel dengeleri sarsan bir olaylar zinciri başladı. 7 Ekim sabahı Gazze’yi yöneten HAMAS, önceden elde ettiği istihbarat bilgileri doğrultusunda, İsrail'in saldırma planlarına, karşı hamleyle Aksa Tufanı Operasyonu’nu başlattı. 1 hafta kadar devam eden operasyonda İsrail güvenlik ağlarına ağır darbeler indirildi. "Güçlü İsrail" propagandası çöktü. Direnişin bu taarruzu karşısında etkisiz kalan İsrail, bildiği en iyi şeyi yapmaya başladı ve sivil katliamlara devam etti. Bugün Gazze'de aralıksız kara çatışmaları ve sivillere yönelik soykırım devam ediyor.
7 Ekim’den bugüne 20 binin üzerinde Gazzeli katledildi. Gazze, tarihin gördüğü en ağır katliamlara maruz kalıyor. Dünya ve özellikle İslam ülke-lerinin yöneticileri bu acı tablo karşısında sessiz. Sürecin nasıl sonuçlanacağı meçhul, ancak soykırımın son bulması adına Gazze'yi gündemde tutmaya devam edeceğiz. Görünen o ki, 2024 yılına da Gazze'de yaşananlar damga vuracak. Gazze'de yaşananları hatırlamışken, bu yılki en acı kayıplarımızdan biri, son nefesine kadar Filistin’in yanında olan, merhum Hasan Bitmez Ağabeyi bir kere daha dile getirmek gerekir.
Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Mücadelemiz şüphesiz onun arzu ettiği şekilde devam edecektir. İşte benim 2023'ten en çok aklımda kalanlar gelen hatlarıyla bunlardı.
Umut ediyorum ki bu yıl yaşadıklarımızdan dersler çıkarır ve 2024'te her açıdan yeni sayfalar açabiliriz.
Mustafa KAYA
