MURİS MUVAZAASINA (MİRASTAN MAL KAÇIRMAYA) DAYALI TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI NASIL AÇILIR?

Gülsen Tutoğlu

3 yıl önce

  Muris muvazaası, miras bırakanın ölmeden önce belirli bir taşınmazını tapuda satış göstermek suretiyle fakat bedelsiz olarak mirasçılarından bir tanesine veya mirasçısı dahi olmayan üçüncü bir kişiye devretmesi demektir. Miras bırakan, gerçekte bağışlamak istediği taşınmaz malını, tapuda satış olarak veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi olarak göstermektedir. Yapılan  bu devir , her ne kadar dışarıdan satış gibi gözükse de aslında gerçekte olan malların bağışlanmasıdır. Böylelikle miras bırakan ,  bağışlamak istediği mallarını satış karşılığında devretmiş gibi göstererek mirasçılarının ilerde dava açmasını da önlemek istemektedir. Diğer mirasçıların miras paylarını azaltmak ya da tamamen bitirmek amacı ile yapılan muvazaalı işlemler aslında diğer bir değişle mirastan mal kaçırmadır. Böyle bir durumda ; miras bırakan öldüğünde, sağlığında bedelsiz olarak devrettiği  (mirastan kaçırdığı) malları artık mirası içerisinde yer almayacağı için, diğer mirasçılarını bu mallardaki miras paylarından mahrum etmiş olmaktadır. Yaşanılan bu sürece örnek vermek gerekirse; babanızın vefat ettiğini ve geride annenizle birlikte iki kardeş kaldığınızı varsayalım. Anneniz, sahibi olduğu bir adet taşınmazın tamamının miras olarak sadece kız kardeşinize  kalmasını istemekte, sizi bu konudaki miras hakkınızdan mahrum bırakmak istemektedir. Bu sebeple anneniz, kız kardeşinizi de alarak tapu sicil müdürlüğüne gider ve söz konusu taşınmazı kız kardeşinize  tapuda satış göstermek suretiyle devreder. Aslında anneniz,  gerçekte kız kardeşinizden hiçbir satış bedeli (para) almamıştır. Çünkü; annenizin asıl iradesi taşınmazını kız kardeşinize satmak değil ona bağışlamaktır. Buna rağmen, sizi mirastan mahrum bırakmak amacıyla bu devir, tapuda satış olarak gösterilmektedir. Anneniz vefat ettikten sonra siz ; böyle bir durumda kız kardeşinize karşı “Muris Muvazaası Sebebiyle Tapu İptal ve Tescil” davasını açabilirsiniz. Sizin , bu davada  annenizin  ölmeden önce kız kardeşinize  muvazaalı (danışıklı) şekilde devrettiği taşınmazın tapu sicilinde,  yasal miras payı oranınızda kendi adınıza tescil edilmesini talep etmeniz gerekmektedir. Şayet; anneniz ölmeden önce söz konusu taşınmazı kız kardeşinize  devretmeseydi, yani bu taşınmaz kendi adına kayıtlıyken vefat etseydi; söz konusu taşınmaz, yasal mirasçılar olarak size  ve kız kardeşinize eşit olarak paylaştırılması durumu ortaya çıkacaktır. Açtığınız davanın olumlu sonuçlanması halinde ; kız kardeşiniz  adına kayıtlı olan taşınmazın tapu kaydı iptal olacak ve bu taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkı kız kardeşiniz ve sizin adınıza eşit pay olacak şekilde tescil edilecektir. Annenizin ölümü üzerine sizin  dava açacağınızı öğrenen kız kardeşiniz , taşınmazı bir başkasına  bedelsiz olarak (yine muvazaalı şekilde) yine devrederek kaçırmak isteyebilir. Bu durumu  engellemek amacıyla mahkemeden “ihtiyati tedbir” talep ettiğiniz takdirde ; kız kardeşiniz bu malı herhangi bir başkasına devredemeyecektir. Şayet ; kız kardeşiniz söz konusu taşınmazı bir başkasına muvazaalı olarak bedelsiz devretmişse; bu durumda siz; hem kız kardeşinizi hem de taşınmazın devredildiği bu üçüncü kişinin kötüniyetli olması halinde aynı davada dava etmek suretiyle, taşınmazın miras payı oranında kendi adınıza tescil edilmesini yine  talep edebilirsiniz.  Şayet; bu üçüncü kişi iyiniyetli ise yani tapuda kendisine yapılan tescilin yolsuz olduğunu bilmiyor veya bilmesi gerekmiyorsa kanun gereği kazandığı mülkiyet hakkı korunmaktadır. Yani, taşınmazların devri tapu sicilinde gösterildiği için  tapu sicilinde yer alan kayıtlara güven korunmaktadır. İyiniyetli bu üçüncü kişide muvazaalı sözleşme ile devredilmiş bir taşınmaz üzerinde tapu siciline güvenerek hak tesis ettiği için  mülkiyet hakkı korunacaktır. Bu durumda kız kardeşiniz, dava açmadan önce  taşınmazı iyiniyetli üçüncü kişiye bedeli karşılığında satarsa siz, kız kardeşinize karşı üçüncü kişiye devrettiği  taşınmazdaki hissenizin değerini talep konusu yaparak yine dava açabilirsiniz. Miras hakkı çiğnenen her mirasçı; yasal mirasçılar, atanmış mirasçılar ve evlatlık olan kişi bu davayı taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açabilecek olup ; mirası reddeden, miras hakkından feragat eden ve mirastan çıkarılan kişilerin ise  ne yazık ki dava açma hakları bulunmamaktadır.  Açılan  bu davada  muvazaa işlemini , muvazaadan zarar gören üçüncü kişiler her türlü delil ile ispat edebilirken ; taraflar ise  yalnızca yazılı belge ile ispat edebileceklerdir. Bu hususta; miras bırakanın devir tarihinde ekonomik ve sosyal durumunun nasıl olduğu,  taşınmazı satma ihtiyacının olup olmadığı, taşınmaz devrinin haklı ve makul bir nedene dayanıp dayanmadığı , taşınmazın satış bedeliyle işlem tarihindeki gerçek değeri arasındaki fark , taşınmazı devralan bu  kişinin alım gücünün olup olmadığı yani ekonomik durumu işlemin muvazaalı olup olmadığının tespitinde önemli bir ölçüttür. Tüm bunlar değerlendirildiğinde; Muris muvazaası sebebiyle tapu satışının iptal edilebilmesi için bu işlemin mal kaçırmak amacıyla yapıldığının , tapudaki satış işleminin aslında bir bağışlama olduğunun açıkça ispat edilmesi gerekmektedir. Söz konusu muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davasının açılması  için öngörülmüş herhangi bir zamanaşımı süresi bulunmamakta olup ; bu dava ancak miras bırakanın ölümünden sonra açılabilmektedir. Avukat Gülsen Tutoğlu                                                                                                            avukatgulsentutoglu@gmail.com
YAZARIN DİĞER YAZILARI