USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

DİŞ  HEDİĞİ      (2. ve son bölüm )

15-03-2021
  Küçük kızın annesine sorduğu sorunun cevabını  yanında oturan bir teyze verdi. “ - Yavrım eğer bebek o halbırın içindeki sındıyı  eline alırsa  böyüdüğünden  terzi olucu . Pıçağı eline alırsa kasap olucu. Eyneği alırsa berber, daşı  eline alırsa Mehendiz,  gözlüğü alırsa toktur, soğanı alırsa çiftçi olucu demek.  Belledin mi ? Kız başını sallayarak he deyza belledim dedi. Nazmiye Abla ‘yla kız kardeşleri  mutfağa girdiler, servis tabaklarını hazırlamaya başladılar.  Orta büyüklükteki servis tabaklarının bir kenarına  hedik koydular. Üzerini  kıyılmış ceviz, pembeli , yeşilli fasulye şeklindeki  şekerlerle süslediler. Tabağın bir kenarına iki tane içli köfte, yanına da birer dilim künefe koydular. Yanında bir bardak çayla misafirlere ikram ettiler. -  “Peh kele hedik ne güzel bişmiş ! yapışmamış buğdalar birbirine  tene tene. Ne zamandan  belli hedik yimordum , yeğin göresmişim”. Bıldır( geçen yıl )  Fate  bişirmiş, karadş ‘ a getirmişti.  Orda yidim.  Onun yanındaki kadın : -  Bes ( yalnız ) kıymalı küftening cevizini az komuşlar, kıyması da az. Acı zukkum kimi. Nence  biber komuşlar ! - Kele hös de yi ! Eyip  ! Şimdi  duyarlar ! - Amma künefiye heç değecek yok ! Pendirii bol, şirini yerinde ! Elleem künefeci Mıstafa bişirmiş ! Tövbe yarabbim  tövbe.... hem yiyorlar ,hem dedikodu ediyorlar diye düşündüm. Boşalan  tabakları toplayan Nazmiye ablaya silip süpürdükleri boş tabakları uzatırlarken  de : -  Amaaannn ! Alayı da yeğin gözeldi . Elingize , kolunuza sağlık ! Ziyadı  ola ! - Afiyet, bal , şeker olsuna Fate Deyza dedi Nazmiye abla. Herkes tabağını verdikten, çayını içtikten sonra paketler halindeki hediyelerini  halbırın içine koydular. Ben de elimdeki boş tabağı mutfağa götürüp tezgahın üstüne koydum.  Nazmiye abla  sırtı  dönük tezgahtan bulaşıkları  suyun  altına tutuyorken  birden bire  dönünce kaynamasının elindeki tabağa çarptı. Tabaktaki bütün hedikler , künefe ve içli köfteler kırılan tabakla birlikte yere saçıldı. - Körrolll !  Gözüge boz mu düştü ! Gözünün önüne baksene kele ! Şura bak !  Dünyalar hedik, dıbık ( şerbet) oldu ! - E ! Ben neblim arkamda durduğungu ! Mehsim kızıng beli kırıldı barlı evingi arıdaca ! Evinge pislikten girilor mu ki ! Anca akşamaca ayağı  boklu  tavık  kimi  gezong !  O arada içeri Nazmiye Ablanın görümcesi girdi. Baktı ki  bunlar  ağızlaşıyor : - Kez ane... yenge.. nolor kele size ? Ta sesingiz  içeri gelor ! Döğüşmenin sırası mı şimdik ? Mısafırlar getsing de nedorsagız eding ıstıfıl olung  !Hösüng ! Eyip taman ele güne karşı ! Baktık kine  Nazmiye  abla  mutfaktan çıktı, misafirlerin  yanına, salona gitti. Sinirlenince her zamanki gibi  saçını arkaya attı.  Gitti odasından dabrukayı ve tefi getirdi. Dabrukayı  ortanca kız kardeşinin kucağına, tefi de genç  , güzel bir kızın dizine koydu . - Çalıng bakalım !  Kaynanayı çalıng ! - Vur dürbekiyi kez İclâl ! Herkes çibik çalmaya başlad. Güzel kadındı  Nazmiye Abla. Ortaca boylu, ince belli, sarı saçları bukle bukle omuzlarına dökülür, elâ iri gözleri ile  biraz Gülşen Bubikoğlu  ‘nu andırırdı. Ortaya girdi .  Kaynanayı çalıng ! Dedi. - ALA SENGE HEDİK KAYNANA DİŞLERİ GEDİK KAYNANA... OĞLUNG ŞEKER GETİRMİŞ SENSİZ. YİDİK KAYNANA....   Nazmiye Abla hem söylüyor hem de öyle güzel oynuyordu ki ! Bir zılgıt tufanı koptu ! -  Sizing asma.. bizim asmaaa... Ammanegi !  Oynayan da ne yosma... dos.. dos.. eheyyyy..  li.. li... li..... De söyleyin diyor türküyü söyleyip oynuyordu.. -  KAYNANAYI  NETMELİ KAYNAR. SUYA ATMALI AMAN YANDIM DEDİKÇE ALTINA ODUN ÇATMALI ALA SENGE HEDİK KAYNANA.... .....,...... Sonra gitti  genç bir kadını elinden tuttu , oynadığı yere çekti. - Gel kız  Fatoş.. - Aman ben bilmem vallah ! - De hös... oyna ! Sanki bilmoruk ! Eynen  Nesrin Topkapı kimi oynadığıngı ! - Be ‘ Nesrin Topkapı ? - Çal şuna Ezize  ‘ yi..., - Kez anam bilmorum dorum taman senge  ! Heber anlamong  mu ? - Deee.. oyna ! İş başına geçting sende.... - Kele eleme rezil mi olak ! - Biliyyyy.. rezil  olucumuş ! Niye rezil olucung  bacım ! De... oynaaa....ülümsitir ede seni ! Nence nazlanog ! Dabruka ve tef çalan kadınlar Azize ‘ yi çalmaya başlayınca kadın öyle bir kıvırmaya başladı ki.. o bilmem diyen kadının bel kırıp ahenkli oynayışı herkesi hayran bırakmıştı !  Kaynananın da suratı sanki sirke satıyordu. Sonra diyer kadınlar da kalkıp oynadılar. Zılgıtlarla mahallemiz çınlamıştı.. Zılgıt sesleri ta... Masmananın  önüne gidiyordu... Böylece Diş Hediği  şarkılarla, türkülerle, oyunlarla  son bulmuştu. AYSER MASMANACI BEŞOĞLU Eğitimci şair ve yazar