USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

FATTUM KERİ İLE KIZI Bölüm : 2

13-12-2020
Demek Tekye camısındaki Abdullah Hoca' ya Jet Abdullah derlerdi aney! Namazı hızlı kıldıror deği mi eyle söylerlerdi ecebem? _ He ya...yeyin hızlı kıldırırdı . Cemeet ( cemat) perişan olurdu .Cemeetin kimisi rükuda, kimi secdede motoru bozulmuş teksi( taksi) kimi olurdu. _ Eeee... Namazdan sonra nereye giderdingiz? _ Terebühten sonra camının önüne şerbetçiler düzülüllerdi. Buz kimi boyam (meyan ) şerbetini alır içerdik. Kimi heyir ( hayır) sehepleri sebil ettirirlerdi. _ Sebil ne demek ane? _ Yeğni, zengin ya da bir dileği olanlar şerbetçinig arkasında bağlı olan o böyük güyümdeki şerbetin alayınıg parasını veridi. Gelen, geçen birer bardak buz kimi şerbeti beleş içerdi. Kimisi de elinde satıl getirirdi. Satılı beleş doldurur evine eletirdi. __ Be' kele eyip değil mi, hemin genni içor, hemin uşağına, devşeğine mi eletordu? Eybuşşum!!! ( ayıp) _ Kele kızım ne'tsing fıkara... Parası pulu yoksa! _ Eskiden ramazan ayı yaza denk gelirdi. Dilimiz damağımız ağzımızda kururdu. O zamanlar daha buzdolapları kimsenig evinde yoktu. Baban işten çıktığından, doğru buzhanaya gider, iki böyük kelip buz alırdı. Herbiri eynen(tıpkı) kalas kimidi. Genni(kendisini) matmahtaki ( mutfaktaki)küllüyün içine( topraktan yapılmış, yuvarlak, derin büyük küp) kor, üstüne iki keddüs (kova) su döker, devlisi güne keder buz kimi (gibi) soğuk su içerdik, öteki buz kelibinden de testereden birez keser, evde yaptığımız boyam (meyan) şerbetining içine atardık. Orucu açtığından tas tas içerdik hereretimizi alırdı. Akşam ezanı Allah'ü ekber der demez evvel su, sonra da şerbete dayanırdık. İç, iç, karnımız davıl kimi olurdu. Karnımız şiştiğinden bu sefer göynümüz yimek yimeği istemezdi. _ Heneğingi (laf) unutma da, camıdan çıktığından nere giderdingiz? Bayram yerine mi? _ Yok kele ne bayram yerinesi! Karanlıkta bayram yerinde ne işimiz var anam ! Bayram yeri ramazanın sonuna doğru kurulurdu. Nearbalar (dönme dolaplar), atlı karınçalar, tahta salangaçlar (salıncak) kurulurdu. Haytalyacılar... Dürümcüler, arı balı datlıcılar. arabada kebap yapan kebapçılar... embarbuzcular (buz dondurma) Hele o embarbuzlar küççük küççük tenekke kutuların içinde satılırdı. Leymunlusu(limonlusu), darçınlısı ( tarçınlı) olurdu. Bir lezzetil olurdu kine bes görücüng. Yanesüpcüler olurdu.( Kısmetçiler) ( şans kağıdı) On kuruş verirdik. Kağıtların içinden bir kağıt çekerdik. Kağıdın içinde hanı(hangi) hediye yazılısa yanesüpcü emmi bize o hediyeyi verirdi. _ Senge heç hediye çıktımı ane? _ Heee... Çıktı ya! _ Ne çıkmıştı _ Bir top don lastiği! _ Be' kele Allah heyrini vere! Don lastiği ne biçim hediyemiş? _ ikisi de bir eyyi hehha ( kahkaha) attılar. _ Neyseeee.. Terebühten sonra bayram yerine getmedingseniz nere giderdingiz? _ Ya nenengilin, ya da dayzalarınıg ( teyzelerinin) evine gerebiç yapmıya giderdik. Sonra başka gece de onlar bize gelir, bizde gerebiç ve mayanalı kehke yapardık. _ Heee... Gerebici bilorum. Taman geçenlerde halamın getirdiğinden o pasta değil mi? _ Be' kele ne pastası onug adı gerebiç. Türküsü bile var. " Ağa gerebiç, paşa gerebiç ...hıldır hıldır paşa gerebiç" Kimisini fıstıklı, kimini de cevizli ederdik. Zengini, fıkarası ille ramazan bayramında o gerebici ve mayanalı kehkeyi yapardı. Bayramda çayın yanında musafırlara (misafir) ikram ederlerdi. Sonra başka ramazan gecelerinde, babang beni künefe yidirmiye eletirdi bezen. Odun bazarında bir künefeci Esvet ' in oğlu vardı. Teze teze ( taze) çiğ künefeleri böyük böyük sinilere ( tepsilere) düzerdi. Üstüne pendiri ( peyniri) basar, odun ocağında bişirirdi, Çatalı attığından o pendirler eynen muhlama kimi sünerdi. Bir lezzetli olurdu , bir lezzetli olurdu kine aha şeyle eklın giderdi dadına. _ Sen de ne şanslı arvatmışsıng! Adam seni her yere kolunda çente ( çanta) kimi daşırmış daha herifing hakkını inkar edong! ( ediyorsun) _ Yoookkk anam, essehten(sahiden) inkar edemem. Bezen beni şeye götürürdü. Neydi kele o herifing adı ecep?Hah! Eklıma geldi. Bir tene kehveci Zilvan Usta vardı. Kehvesinde( kahvehane) söhüre (sahura) kedek ( kadar) Kilis şendiğine (Kilislilere) "KARAGÖZ _ HECIVATı" oynadırdı. _ Be' esseh mi kez ane... _ Yaaaa... Eyyi zenetkar adamdı. Bir tek o mu kine, Bazen İbiş' i, bazen Erap Bacı' yı, bazen de Kavuklu olurdu. Üff... Amann...iki seetten belli senge Kiliste' ki Ramazanları anlatmaktan çenemin gemiği ağrıdı şiişe donga kalmıyasıca! Kak artık yatak. Üfff... hış ter içinde kaldım hele bak! Söhüre uyanamazık sonna. Şimdi babang gelir bize kyamatı koparır. Kez hoşşikler daha yatmadıgız mı deği. Daha söhüre kağıp size simid aşı bişiricim. De kak da yat! _ Kez ane kez, ne güzel angnadon, eyni (aynı) film kimi. Angnattıkların en güzel filimlerden daha eyyi. Hatta Aşk_ ı Memnu dizisinden daha heyecanlı. Ağzıngdan bal akor eynenn! _ Heee.. Şimdik eklıma geldi Bir de babang beni Bekan ustanıng datlıcı düğenine ketmer ( katmer) yimeye eletirdi. Amaneggg... Bir gözel ketmeri vardı.... Aha şu cihanda namı böyük.. . Kaymağı bol basardı. Üstünün fıstığı da essehli fıstık haaaa! Eyle şimdiki uyduruk datlıcılar kimi yeşil kurutulmuş bezelyeyi billakma fıstığın içine çekip de katmazdı. _ Kele ane essehli yeğin şanslı arvatmışsıng! Fıkara babamın seni Kilis' te götürmediği yer kalmamış. Daha bir de adamdan ayrı odada yaton. Öte dünyada senden mabalını alır! _ Be' kele kudurdung mu ne? Hös bakım! Beyle henekler kız kısmının ağzına yakışmaz! Yüz verdik Ali' ye... Ali s.. tı galıya .. Senge bunnarı anglatanda kebehet münafık! Aha zatı babang geldi, kak! (kalk git)... _ Eyyi Agşamlar hatunlar, daha yatmadıngız mı siz? _ Babe.. Anam Kilis' teki eski ramazanları angladordu. Ne güzel edetleringiz varmış. Keşke bu ramazanı Kilis' e gide geçiredik. _ Kızım istesek de gidemezdik zatan. Koronavirüsten dolayı şehirlere giriş çıkış yasak taman. Sen heç televizyon seyretmon mu? _ Yok herif yok.. Anca o Eşki Memnun mu ne, dilim de dönmor. Behlül' e eşık olmuş. Durup oturup benge dor kine. "Kez ane evleneceğim erkek Behlül kimi olur mu ecep?" _ Lan yorum şu arvatlarda heç ekıl yok mu.? Bes yakışıklılıktan iş çıkar mı? Cebine bakıcıng cebine... _ Babe birez de sen anglat şu Kilis' teki ramazanları ne var. Nence(ne kadar) güzelmiş. _ Ahhh kızım ahhh ! Nerden aklıma getirding Kilis' teki ramazanları sen? Orda ramazanlar bir başkadı kızım. Biz uşakken, ( çocukken) Erefe günü ( bayramdan 1 gün önce) en güzel kıyafetlerimizi geyerdik. Babamız bizi tıraşa eletir, saçımızı traş ettirirdi. Camı hocaları minaraların( minare) şerifesinde dualar, ilahiler okurdu. Biz de minaranın şerifesine çıkar, hep bir ağızdan amin! Amiiiinnn... derdik. Sonra Katıran camısında Peygamber efendimizin sekkeli öpülürdü. Amannn.. ne güzel edetlerimiz vardı. _ Amaneggg.. Babe sening de ağzıngdan bal damlor vallah! E eee.. Daha başka? _ Daha başka... Kimi aileler orucunu evinde, kimi ailesinden Akpınar' da, zoppun 'da, Söğütlü Derede yapardı. Böyükler heket( hikaye) anglatıllardı. Şehitler abidesine varmadan evvel solda çekirdekçi bir ağzı eğri herif vardı. Bir karpız ( karpuz) çekirdeği kavırırdı, , Entep fıstığından daha lezzetlidi. Çekirdeği kırar, arkadaşlardan söhüre keder henek heket ederdik çoğu vakıt anagı da Zılvan Usta 'ya Hecivat _ Karagöz seyretmiye eletirdim. _ He ya babe anam anglattı. Sen Behlül' den daha eyyimişsing. Anamı heç aldatmadıng! Keşke evleneceğim adam da senin kimi olsa... _ Be' dert gelmiye şu şilif ağzınga! Benim kimi arvat aldatılır mı kez? Ağzında dilençi değneği! (Allah korusun anlamında) Densiz , kak da yat. _ He kızım he, kak da yat. Bizi söhüre uyandırmayı unutma! _ Kez Selihe, (Saliha) iki sade kehve içek mi kez? _ Kele herif bu seeette ne kehvesimiş kele... Uykumuz kaçar taman! _ Kaçsıng, Sebehe zatan koronadan dolayı sokağa çıkma yasağı var dört gün! Öğlenecek uyuruk ne işimiz var? _ Heee.. Öyleye keder uyucukmuş! Hemin benden sebehe iftara öruk dan küvülmişe iston, hem de uyu dong ( diyorsun) Sankilem, uşaklarım, dadılarım iş tutucu! _Bırak şimdi uşağı, dadıyı da hele şu yamacıma gel. _ Be ', kele herif kudurmuş! Boyumuzca gelinlik kızımız var. Yeri get! Sekkeli sabınlanmıyasıca ( ölmeyesin, ömrü uzun olasıca ) Eğitimci Şair ve yazar ; AYSEL MASMANACI BEŞOĞLU