USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ZEYTİN ZAMANI (BÖLÜM: 3)

21-11-2020
"KİLİS KÜLTÜR DEĞERLERİMİZ" kitabımdan Ablam ve Müzehher Abla yere açtıkları şal üstüne büyük muşamba sofranın üzerine kahvaltılıkları dizmiş , çay bardaklarına çayları doldurmuşlardı. Fattum Teyze bir gün önce yaptığı Öcceden bir koca tabak sofraya koyarken, dedem namaz sonrası tesbih çekerken, - Fattum öcceye behteniz de koydun mu ? Diye sordu. - Koydum ya heci ! Behtenizsiz öcce olur mu heç ! Hepimiz büyük bir halka halinde oturduk. Ateşte pişen patates, soğan ve patlıcanların kabuklarını soyup sehenlere koyup sofraya yerleştirdiler. . Fattum Teyze yufka ekmeği ortaya koydu. Pişmiş soğanla rın üzerine tuz,kimisi summak ekşisi kimisi de nar pekmezi döküp , yerlerken ben de patlıcanları yufka ekmeğin arasına koyup iştahla yemeğe başlamıştık. Yan tarafta zeytin komşularımız da ateş yakmışlardı. Belli ki onlar da zeytin toplamaya gelmişlerdi. Kahvaltıdan sonra herkes kendini daha iyi hissetmişti eminim ! Hem karınları doymuş, hem de ısınmışlardı. “ - Dee yeriying sallanmayın ! Sırıkları, şalları getirin bakalım ! Hesan sen en baş ağaca geç yanıga Cemo'yu ( Cemal ) al. Nazif sen de dibindeki ağaca geç. sen de yanıga da Kara' yı ( Celal ) al. Kez Eşe sende anayıng yanına geç ! Vecooo ( Vecihe : Annem ) sen de Fatma’ dan bile ellefleying . Nenem bir komutan gibi Emirler yağdırıyordu. Gel bakım sarı kız sen de elinge şu şapşağı al , Güllü ‘ den bile( beraber ) ağacıng altındaki ettunları toaplayıng ! Zatı ne zeytin var ki ? Bu sene eyyi tutmamış zeytin . Ağaçlara bakseneg ! Abilerim ağaçların dallarına sırıkla vuruyor, vurdukça zeytin taneleri şalın üzerine yuvarlanarak kar taneleri gibi yapraklarıyla birlikte düşüyorlardı. - Lan oğlum, kırk yılda bir maç yapıcıdık , Nenem de böyün bu zeytini nereden çıkardı Allahisen ! - Lan Kara hös de işinde bak ! Heneği evde eding ! - E neniii.. biz de konuşmaz , türkü söylerik ! Celal Abi' min sesi çok güzeldi. Bağlamayı da çok güzel çalardı. - Zeytin yaprağı yeşilll.. Aman da bir yar elinden... Altında kahve pişir Aman bir yar elinden.. - Uyyy sesinde sağlık ! Nenesi kurban olsung kara oğluna ! Ablalarım şalın üstüne dökülen zeytinleri çuvallara dolduruyor harman yerine yığıyorlardı. Annem ‘ le yengem ve dedem harman yerindeki pirle ( zeytin yaprağı ) birlikte zeytinleri halburun içine yukarıya , rüzgarın yönüne doğru savuruyorlardı. Böylece pirle zeytin taneleri birbirinden ayrılıyordu. Dedemle Nenem de yeşil zeytinleri bir keddüsün içine toplayıp çuvala koyuyorlardı. Komşu Fattum teyze de zeytinle birlikte düşen dalları zeytinden ayıklıyor, arabacı da zeytinleri çuvala dolduruyordu. Kuzenim Ayşe ile ettun toplama yarışına girmiştik. Kim kovayı önce doldurursa dedem ona bir avuç kudamalı şeker verecekti . Ne çok severdim o pembeli , beyazlı kudamalı ve beyaz nane şekerlerini... İçi kudama( leblebi ) , dışı pütürlü şeker. Öğretmen Okulu' na giderken otobüse bindiğimiz otobüs durağı Kadı Camii ‘ nin bitişiğindeki Antekeli ( Antakyalı ) Cemil'in dükkanının karşısındaydı. Eğer otobüs on dakika sonra gelecek olsa, hemen Cemil Amca' nın dükkanına koşar , Yirmibeş kuruşluk kudamalı şekerlerini önlüğümün cebine doldurur, naneli şekerleri de çantamın küçük gözüne koyardım. Cemil Amca'nın şekerlerinin abonesiydim. Babamın da arkadaşıydı ayrıca. Küçük sohbetler ederdik ayak üstü . O gün hava güneşliydi. Hepimiz yorulmuş ve acıkmıştık. Amcam yengeme öğlen yemeği için sofrayı hazırlamasını söyledi. İncir ağaçlarının altına sofrayı hazırladık. Dedem, sarma tenceresinnden bir tane lahana sarması aldı ağzına attı. - Bu nasıl sarma kez ? - Niye , nasıl sarma baba ? - Ne duzu var , ne eşkisi ! Bu ne lan, ölü eti kimi ! Yengemin yüzü düştü birden . - Nenem de bir sarma aldı ısırdı... - Nasıl olucu , eyyi işte ! Sening ağzınıg dadı Yok ! Mis kimi sarma işte ! Kocamış adamıng ağzının dadı bunca olur işte ! - Ben yimorum bu sarmayı ! Benge Fattum bacınıng öccesinden vering ben onu yiycim. O an Fattum Teyzenin yüzündeki sevinç görülmeye değerdi. Amcam bıyık altından gülüp dedeme göz kırptı. Nenem sinirden kuduruyordu. - yimezseng yime, babamın atamın derdini yi emi ! Huysuz ! Bunor gettikçe.... Dedem yüzünde tuhaf bir gülümseme ile: - Vering yorum vering hele şu Fattum Bacınıg öccesinden iki tene daha vering ! Yoksa aç kalıcım. 4. Bölüm iledevam edecek. AYSEL MASMANACI BEŞOĞLU Eğitimci şair ve yazar