USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

SU VE YAŞAM

06-08-2023

Sevgili takipçilerim

Şu anda Türkiye’de 81 vilayetimizin tamamında 208 tane üniversitemiz var. En küçük iller dâhil Ardahan’dan, Hakkâri’ye, İstanbul’dan Ankara’ya birçok ilimizde Isparta, Afyon, Maraş ikişer, üçer beşer tane olanları var. Türkiye genelinde toplam 170 adet mühendislik fakülteleri bulunuyor. Buralarda 34.280 profesör,22.462 doçent,44.216 doktorasını vermiş öğretim üyeleri bulanmaktadır. Keza Türkiye genelinde ise 660.358 kişi mühendis yaşıyor.

1- Her ilde üniversite çatısı altında iklim bilim kurulu oluşturulmalıdır.

Yereldeki üniversiteler bölge halkının ve çiftçinin derdini daha iyi tanıyor ve yakından biliyor. Özellikle hükümet ülkesindeki üniversitelerin bilim adamlarından alacağı destekle mutlaka tarım, su ve çevre alanında bilim kurulları oluşturması gerekmektedir. Dünyada giderek artan kirlilik, susuzluk, iklim değişikliği sorunlarının önüne geçmek için politikalar üretilmesinin elzemdir. Valilik, devlet, üniversite bünyesinde o bölgenin şartlarına göre bilim kurullarının oluşturulmasının çok önem arz ettiğini biliyoruz. Kiraz, elma, şeftali gibi çok su isteyen ürünlerin kuraklık olan bölgelerde yetiştirilmesinin çok da uygun olmadığını bölgeye uygun yerel problemleri göz önüne alarak çalışmaların yapılmasının zaruri olduğu muhakkaktır.

2-Tarımsal ürün değişikliğine gidilmelidir.

Çay, fındık, tütün fazlalığının azaltılarak dışarıdan aldığımız ürünleri ekme noktasına gelirsek kendi kendimize yeten bir ülke olmalıyız. Mercimeğe ihtiyacımız varsa herkesin kendi ilinde uygunluğuna göre bunun ekimine katkı sağlar. İstedikleri gibi tarım yapılmasının suyumuzun varlığını ciddi tehdit ettiği bugün göllerimizde susuzluğun orada yaşayan canlıları da tehdit ettiğini biliyoruz. Giderek artan nüfusa karşı, artan su sorunlarının, kuraklıkların atlatılması konusunda ciddi tedbirlerin alınması gerekmektedir. 

3-Dünya hepimize lazım

Dünyanın hepimize lazım olduğunu kimseye kalmayacağını ve insanoğlunun bir an önce aklını başına alarak duyarlılığını artırması gerekmektedir. BM bu konuda çalışmalarının sadece kendilerine göre sanal demokrasi çerçevesi içindedir. Bu konuda daha ciddi kurallar ve destekler verilmelidir. Bireyler olarak herkesin üzerine düşeni yapması, çalışmaların küçükten büyüğüne kadar dünya geneline yayılması halinde bu krizi yavaşlatabiliriz.208 Üniversitedeki bilim adamlarının sözlerine itibar edilerek ortak çalışmaların yapılmasına bir an önce başlanmasının gerekliliğine inanıyorum.