ABD Orta Doğu’dan Çekilir mi?
Tarih bazen basit gibi görünen fakat özünde çok büyük değişiklikleri beraberinde getiren olaylar, gelişmeler zinciridir. Bazı olaylar bardağı taşıran son damladır, bazen de olgunlaşmış meyvenin dalından kopması için son dokunuş gibidir.
Mesela, İstanbul’un fethinden sonra Hz. Ebu Eyyûb el-Ensarî’nin kabrinin bulunmasıyla birlikte İstanbul’un İslam tarihindeki yerinin ortaya çıkarılması, Isaac Newton’un başına elma düşmesi, Kurtuluş Savaşı’nda Yunan komutan Papulas’ın hırslarına yenik düşerek Anadolu’nun içlerine doğru ilerlemesi, bu tip olaylardan aslında birkaçıdır. 7 Ekim’de başlayan Aksa Tufanı operasyonu da kanaatime göre tam da bu olaylar gibi bölgemizde tarihin akışını değiştirecek bir etkiye sahip bir gelişmedir. İlk bakışta salt bir çatışma olarak görünen “Aksa Tufanı Operasyonu” aslında bölgesel dengeleri altüst eden bir sürecin başlangıcına dönüşmüştür.
İsrail bu süreçte belki de bugüne kadar yüzleşmediği ölçüde derin bir yara almıştır. İsrail’in imajı yerle bir olmuştur. Güney Afrika’nın girişimiyle İsrail’in “Soykırımcı” olarak Lahey Adalet Divanı’nda yargılanmaya başlaması bile İsrail’in küresel çapta nasıl bir imaj kaybına uğradığını göstermiştir. Bununla birlikte Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa’nın “hümanizm” maskesi bir kez daha düşmüştür. “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi” gibi insanlığın ortak metinleri olarak takdim ettikleri metinlerle aralarındaki uçurumun ne denli büyük olduğu gerçeği şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortalığa saçılmıştır.
Batı toplumları ilk kez bu netlikte İsrail zulmüne en detaylı şekilde vakıf oldu. İsrail Gazze’de büyük bir çıkmazın içine sürüklendi. Her şeye rağmen Gazze halkı tüm dünyaya her açıdan birçok ders verdi ve vermeye devam ediyor.
Bununla birlikte Orta Doğu’da değişen dengeler tam anlamıyla Amerika’nın aleyhine oldu.
7 Ekim’den sonra ABD’nin işgalcilere hamilik yapması, Amerika’nın bölgedeki karıştırıcı rolünün daha iyi anlaşılmasını sağladı. En azından halklar nezdinde ABD’nin bölgedeki varlığının ne anlama geldiğine dair şüpheler büyük ölçüde ortadan kalktı. ABD’nin ne demokrasi vaatlerinin ne de barışa dönük mesajlarının bir anlamının olmadığı, 7 Ekim ile birlikte daha da netleşmiş oldu.
ABD’nin bu ikiyüzlü tavrı en az Irak işgalindeki kadar bölgede Amerika’ya karşı bir öfke biriktirmiş durumda. 2003’te Irak’ın işgaliyle birlikte başlayan zulümlerin büyük ölçüde üstü kapatılırken, 20 yıl sonra teknolojinin gelişmesi artık zulümlerin birkaç saniyede dünyanın dört bir tarafında duyulmasına sebep oluyor.
İşte bu nedenlerle başta ABD olmak üzere küresel güçlere karşı bilinç hiç olmadığı kadar artmış durumda. Ürdün, Irak ve Suriye’deki ABD üsleri her hafta yerel güçlerin saldırısına maruz kalıyor. ABD “askerlerimizin hayatı kırmızı çizgimiz” dese de Ürdün’deki saldırılarda kayıplar verdi. Dün sabah itibarıyla ABD bu kayıplarına karşılık İran destekli olduğunu iddia ettiği gruplara saldırılar düzenlemeye başladı. Saldırılar devam eder mi, bu süreç ABD askerlerinin çekilmesini engeller mi bu soruların cevaplarını yakın zamanda öğreneceğiz. Aslında ABD’nin durumunu en doğru şekilde eski başkan, Cumhuriyetçilerin yeniden adayı olacağına neredeyse kesin gözüyle bakılan Donald Trump özetledi. Trump; “9 trilyon dolar harcadık ve elimizde hiçbir şey yok” diyerek Amerika içinde yapılan tartışmaları en üst seviyede gündeme taşımış oldu. İşte ABD’nin durumu tam da Trump’ın dediği gibidir. Artık başta Amerikan halkının önemli bir kısmı ve Orta Doğu halkları Amerika’nın ne olduğunu çok iyi biliyor.
Amerika şimdi de her zaman yaptığı şeyi, etnik ve mezhepsel farklılıklar üzerine oyunlar kurmaya çalışsa da bu planlar eski etkiyi uyandırmıyor. Birkaç terör örgütü ve terör devleti İsrail hariç kimse bu bölgede ABD’nin uzun vadeli çıkarlarına hizmet etmenin kendilerine bir faydası olmayacağını gördü. Bu süreci tamamıyla başlatan ve bölgedeki dengeyi tamamen ABD-İsrail aleyhine çeviren de “Aksa Tufanı Operasyonu”dur.
Bugünkü manzara karanlık görünse de aslında Filistin halkı bölgede yeni bir denge kurmuştur. Bu denge imajı yerle bir olan İsrail ve nüfuzu önemli ölçüde zarar gören ABD’yi çok zorlu bir sürece sokmuştur.
İşte şimdi tam da bu manzara karşısında, bölge ülkeleri iradeyi kendi ellerine alan, terör örgütlerini birbirlerine karşı kullanmaktan vazgeçen, rekabet içinde dayanışmayı kendilerine ilke edinen yeni bir dönemi başlatabilirler. 7 Ekim sonrası oluşan şartlar bu noktada önemli imkanlar sunmaktadır.
Bölgemiz emperyalistlerden temizlenirse Gazze’deki zulüm de Suriye, Libya ve Yemen iç savaşı da son bulur. Bölgede istikrarın sağlanması yolunda önemli bir süreç başlatılabilir.
Temennimiz bölge ülkelerinin bu yeni konjonktürü çabuk kavramasıdır. Çünkü ABD er ya da geç maliyet hesabı yapmak zorunda kalacak ve bölgedeki askeri varlığını sorgulayacaktır. Bu durumda barış ve huzuru öncelemek herkesin ana sorumluluğu olmalıdır. Oluşacak fiili ve siyasi boşluklar mutlaka bölge ülkeleri tarafından doldurulmalıdır. Aksi takdirde bu tarihi fırsat da kaçırılmış olur. İHA
YAZARIN DİĞER YAZILARI
-
Amerikalılar Narkozdan Uyanıyor mu?
05-05-2024
-
Türkiye, Irak ve Kalkınma Yolu Projesi
28-04-2024
-
Gitti IMF, Geldi Dünya Bankası; Peki Değişen Nedir?
21-04-2024
-
Netanyahu "can" çekişiyor…
14-04-2024
-
"Kalpgah’a sahip olan dünyayı yönetir"
01-04-2024
-
Moskova'da kanlı gece: Putin şimdi ne yapacak?
24-03-2024
-
Gazze'de tehlikeli oyunlar
18-03-2024
-
Dünya ikinci Trump dönemine hazır mı?
10-03-2024
-
Hedef: Türkiye ve İran’ı karşı karşıya getirmek
26-02-2024
-
Tunus: Devrim neden başarısız oldu?
18-02-2024
-
Kahire ortak hareket ederse bölgede neler değişir?
11-02-2024
-
ABD Orta Doğu’dan Çekilir mi?
05-02-2024
-
Türkiye’nin İsveç-NATO Kararı Hayırsız “Evet” mi?
29-01-2024
-
Lahey Adalet Divanı ve Soykırım Suçlusu İsrail
15-01-2024
-
Ortadoğu'yu Sarsan Olayların Perde Arkası
09-01-2024
-
2023 Yılının Sonuna Doğru Akılda Kalanlar
25-12-2023
-
Hasan Bitmez Ağabeye
17-12-2023
-
İsrail'in Sinsi Planı: Böl, Parçala, Yönet/Yok Et…
12-12-2023
-
Avrupa Komisyonu Raporu ve Türkiye
04-12-2023
-
Kıbrıs ve İsrail vatandaşlarına toprak satışları
27-11-2023
-
Gazze’de Yaşananlar Neden Bir Soykırımdır?
19-11-2023
-
Cumhuriyet Umuttur…
03-11-2023
-
“Ya Rab, Bu Uğursuz Gecenin Yok mu Sabahı?”
22-10-2023
-
Tarihin Sonu mu, İnsanlığın Sonu mu?
20-10-2023
-
Meclis Açılırken Gündemde Neler Var?
01-10-2023
-
Doğu Türkistan ve Yaşananların Arka Planı
24-09-2023
-
ABD-Ermenistan Tatbikatı ve Rusya
10-09-2023
-
Darbeler Serisi, Afrika ve Özgürlük
03-09-2023
-
Rusya, Putin ve Wagner, Prigojin
27-08-2023
-
Genç İşsizlerin Sayısı Neden Artıyor?
20-08-2023
-
Deneme-Yanılma Siyaseti
17-08-2023
-
Afrika Uyanışı ve Türkiye
06-08-2023
-
En Büyük Kaynak İsrafı; Beyin Göçü
30-07-2023
-
Siyasi Tavizler ve Orta Gelir Grubu Sorunu
26-07-2023
-
Türkiye, İsveç’in NATO Üyeliğine Neden Onay Verdi?
16-07-2023
-
Yeni Grup, Taze Kan
09-07-2023
-
Seçim Zamanları Dışında İktidarları Denetlemek
02-07-2023
-
Taşeron Ordular Çağı
25-06-2023
-
14 Mayıs, Kamuoyu ve Doğru Anket Nasıl Yapılır?
07-05-2023
-
Sudan Neden Bu Halde?
30-04-2023
-
Oyuna gelmemek
05-02-2023
-
ABD’nin F-16 oyunları
02-02-2023
-
Parti Devleti ve Dünün Yanlışlarından Ders Almamak
18-01-2023
-
Türkiye – Suriye Normalleşmesi, ABD ve Avrupa Birliği
16-01-2023
-
“Tensipleriyle ve talimatlarıyla”
15-01-2023
-
Cumhurbaşkanı adayı ve çalışma yöntemi tartışmalarına dair…
09-01-2023
-
Yunanistan’ın hedefi ne?
08-01-2023
-
“Bir Seçim Nasıl Kazanılır?”
01-01-2023
-
Demokrasi, seçim, anayasa, gençler, özgürlük, güvenlik ve Tunus
25-12-2022
-
Büyük Orta Doğu Projesi ve “Condi’nin Savaşları”
11-12-2022
-
Suriye, Mısır ve Kurumsal Akıl
08-12-2022
-
Seçmen Davranışları Değişiyor mu?
05-12-2022
-
Mısır ile Normalleşme
30-11-2022
-
“Suriye ile Sil Baştan…”
29-11-2022
-
İstiklal Caddesi Terör Saldırısı
28-11-2022
-
Türk Devletleri Teşkilatı ve KKTC
27-11-2022
-
Bir Beka Sorunu Olarak İç Göç…
06-11-2022
-
Saatleri İktidara Ayarlama Kongresi
04-11-2022
-
Muhalefetteki Son Kongre…
31-10-2022
-
Medya, Hakikat, Siyaset ve Toplum
24-10-2022
-
“Mızıka Çalındı Düğün mü Sandın”
23-10-2022
-
Rusya İçin Ukrayna Tüneli’nden Bir Çıkış Yolu Var mı?
21-10-2022
-
Sağ, Sol, CHP ve Başörtüsü
20-10-2022
-
Altılı Masa Neden Başarılı Olmak Zorunda?
19-10-2022
-
Tehlike Çok Büyük…
18-10-2022
-
Mussolini’nin Ruhu İtalya’ya Geri mi Dönüyor?
14-10-2022
-
Soğuğundan Sıcağına Doğru Savaş ve ABD-Rusya Hesaplaşması
26-09-2022
-
Nancy Pelosi’nin Gözyaşları
25-09-2022
-
Şanghay, Fotoğraflar Savaşı ve Türkiye
18-09-2022
-
“Açık Balkan-Open Balkan” Girişimi ve Bölgesel Barış
14-09-2022
-
Malezya İslam Partisi Kongre İzlenimleri
11-09-2022
-
Sovyetler, Rusya ve Gorbachev
04-09-2022
-
Son Gündem ve İmam Hatip Okulları
28-08-2022
-
Romantizm Tutsaklığı veya Günlük Politikalarla Devlet Yönetmek
21-08-2022
-
Suriye ve ayaküstü diplomasi
14-08-2022
-
Soçi Zirvesinin Bazı Şifreleri
12-08-2022
-
Tayvan restleşmesinin kazananı kim?
07-08-2022
-
Tahıl Diplomasisi
31-07-2022
-
Merkel Usulü Devir Teslim ve Schwäbische Hausfrau
17-07-2022
-
İktidarın seçimleri kaybetmesi dünyanın sonu mu?
03-07-2022
-
Samsun – Çarşamba, Terme Notları
28-06-2022
-
Batı, Bu İktidarın Devam Etmesini mi İstiyor?
26-06-2022
-
Partilere Üyelik ve Türkiye Örneği
22-06-2022
-
Yunanistan seçimleri ne zaman?
19-06-2022
-
Teknoloji, Medya, Toplum ve Siyaset
09-06-2022
-
Saadet Partisi Ne Yapmaya Çalışıyor?
05-06-2022
-
Konu Yine Tarım, Okumayın, Üzülürsünüz
29-05-2022
-
Sahi GAP Projesi Ne Oldu?
22-05-2022
-
“Ene Şirin Ebu Akile”
15-05-2022
-
“KUDÜS’ÜN, SİNA’NIN BAYRAMI NASIL?”
02-05-2022
-
Sığınmacılar, Göçmenler ve Suriye ile Görüşmek
24-04-2022
-
UKRAYNA'YI ALIP,RUSYA'YI KAYBETMEK
28-02-2022
-
MUHALEFETİN YUVARLAK MASASI, İTTİFAKLAR VE KOALİSYON
20-02-2022
-
KIRILGAN DEVLETLER VE İNSANİ YAŞAM STANDARTI
13-02-2022
-
UKRAYNA'DAN BİR VİETNAM ÇIKAR MI?
30-01-2022
-
FİLİSTİN İÇİN "DAYANIŞMA BİR EYLEMDİR"
23-01-2022
-
MEŞHUR ANNE SÖZÜ VE UKRAYNA
16-01-2022
-
SAKIN YUKARI BAKMA!
09-01-2022
-
SURİYE'DE ÇÖZÜMÜN AYAK SESLERİ Mİ?
02-01-2022
-
İKİ PAPA VE ROMALILAŞAN HIRİSTİYANLIK
30-12-2021
-
"NEREYE GİDECEK BU İŞİN SONU..."
22-12-2021
-
AH LİYAKAT, AH MERİTOKRASİ
19-12-2021
-
YERLİ MALI HAFTASI'NI HATIRLAYAN VAR MI?
14-12-2021
-
BÖLGEMİZ SICAK SAVAŞA MI SÜRÜKLENİYOR
12-12-2021
-
TÜRKİYE'NİN KENDİ OLMASI ÇOK MU ZOR?
08-12-2021
-
SURİYE'NİN HATAY AÇIKLAMASI NASIL OKUNMALI?
05-12-2021
-
TENCERENİN HATIRLATTIKLARI
30-11-2021
-
DIŞ POLİTİKA VE KIRMIZI ÇİZGİLER
29-11-2021
-
KIBRIS'TAN NOTLAR VE DEVLETİN ADI MESELESİ
21-11-2021
-
SQULD GAME VE ADALETİN BU MU DÜNYA?
17-11-2021
-
NEMESİS NEDİR?
07-11-2021
-
GÖRÜNEN KÖY
02-11-2021
-
BÜYÜKELÇİLER,AVRUPA KONSEYİ,AİHM, KAVALA VE TÜRKİYE'NİN SÜREÇ YÖNETİMİ
31-10-2021
-
DIŞ POLİTİKANIN İHTİYACI
24-10-2021
-
YUNANİSTAN ÜZERİNDEN KURGULANAN PLANLAR
19-10-2021
-
SOKAK NE DİYOR?
13-10-2021
-
DIŞ POLİTİKADA GÜNÜ KURTARMAK MI? GELECEĞİ KURGULAMAK MI?
11-10-2021
-
ALMAN SEÇMENİ NE MESAJ VERDİ?
28-09-2021
-
BOP -"BÜYÜK OSMANLI PROJESİ"
26-09-2021
-
AKDENİZ’DE NASIL KUŞATILIYORUZ?
21-09-2021
-
İSLAMOFOBİ BİR İNSANLIK SUÇUDUR
19-09-2021
-
İDLİB'TE DÜĞMEYE KİM BASTI?
14-09-2021
-
TÜRKİYE SEÇİM ATMOSFERİNE GİRDİ Mİ?
05-09-2021
-
IRAK'TA BİR ŞEYLER OLUYOR
31-08-2021
-
AFGANİSTAN İÇİN KÖPRÜDEN ÖNCE SON ÇIKIŞ
29-08-2021