Türkiye, İsveç’in NATO Üyeliğine Neden Onay Verdi?
Dış politikada geçtiğimiz haftaya damgasını vuran ana gelişme, İsveç’in NATO üyeliği tartışmasıydı. Devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı, 11-12 Temmuz’daki Litvanya-Vilnius’taki NATO Zirvesi, öncesi ve sonrasıyla gündemi meşgul etti.
Bilindiği üzere geçtiğimiz yılın 24 Şubat’ında Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin, NATO’nun doğuya doğru ilerlemesini ve Ukrayna’da kendi tabiriyle “Neo-Nazi rejimi” kurulduğunu iddia ederek bir savaş başlatmıştı.
Rusya’nın başlattığı bu savaş, yıllardır çözülmeye doğru giden, Türkiye ve birkaç ortak hariç üyelerinin çoğu savaş kapasitesini yitirmiş hatta Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron’un ‘’Beyin ölümü gerçekleşti’’ dediği NATO’ya adeta bir can simidi olmuştu.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasının ardından NATO’yu özellikle de Doğu ve Kuzey Avrupa’yı korku kapladı. Başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmak üzere NATO’nun Batılı müttefikleri, Rusya’yı zayıflatmak için Ukrayna’ya yardım yapmaya ve NATO’yu yeniden güçlü şekilde bir araya getirmek için çalışmalara başladı.
Ukrayna savaşı, NATO’yu Soğuk Savaş kodlarına yeniden döndürdü. NATO, Sovyetler Birliği’ni olduğu gibi Rusya’yı da kuşatma politikasını devreye soktu. Rusya’nın kuzeybatı komşusu Finlandiya ve İsveç, “Putin bize de saldırır’’ endişesiyle NATO’ya üyelik başvurusunda bulundu.
Bu durum, Türkiye ve Macaristan hariç diğer tüm NATO ülkeleri tarafından sıcak karşılandı. Ankara ise haklı bir şekilde İsveç’in terör örgütlerine olan desteğini ve Türkiye’ye uyguladığı silah ambargosunu gerekçe göstererek süreci veto etti.
NATO’nun en güçlü ve en eski üyelerinden olan Türkiye, her halde terör örgütleriyle haşır neşir olan İsveç’in Kuzey Atlantik İttifakı’na elini kolunu sallayarak girmesine izin veremezdi. Nitekim bizler yine haklının ve doğrunun yanında durarak iktidarın veto kararını desteklemiş ve İsveç’in teröre olan desteğini kesmesinden emin olmadan NATO’ya alınmaması gerektiğinin altını çizmiştik.
Hükümetin veto kararının ardından geçtiğimiz sene İspanya’nın başkenti Madrid’de 28-30 Haziran tarihlerinde yapılan NATO zirvesinde Türkiye-İsveç ve Finlandiya, üçlü memorandum imzalamıştı. Memorandum aslında genel hatları itibarıyla Türkiye iç kamuoyunu rahatlatmak adına kaleme alınmış gibiydi. Daha önce özellikle 4 ve 5. maddelerle ilgili kanaatlerimizi bu köşede paylaşmış, kullanılan dilin topu taca atmak için altyapı oluşturma niyeti taşıdığına dair endişelerimizi paylaşmıştık. Bu düşüncelerimizi bir kenara koyarsak, memorandumun söylenen şartları gereği, İsveç ve Finlandiya terörle ilişkisini tamamen kesecek ve Türkiye’de terör suçundan aranan kişileri iade edecekti.
Nitekim memorandumun koyduğu talepleri yerine getirdiği kanaati oluşan Finlandiya, Nisan ayında NATO’ya dâhil oldu. Lakin İsveç’le ilgili ilk süreç öyle ilerlemedi.
Önce İsveç’teki meydanlarda teröre destek veren gösteriler yapıldı. Hatta bunlarda sistemli artışlar oldu. Terör örgütleri daha sonra arkalarına aldıkları siyasilerle İsveç Parlamentosunda Türkiye’ye karşı kara propaganda başlattılar.
Ardından çok daha büyük skandallar silsilesi başladı. İsveç’te sistematik bir şekilde Kur’an-ı Kerim’e karşı saldırılar gündeme düştü. Sözde siyasetçi Rasmus Paludan, bir Kur’an-ı Kerim mushafını yaktı. Ardından Irak kökenli bir maşa da aynı hadsizliğe yol verdi. İsveç hükümeti ise Müslümanların kutsallarına saldırı yapılırken sessiz kaldı. Fikir özgürlüğü gibi kendince meşru gerekçelerin arkasına gizlendi. Oysa yapılan, tam anlamıyla alçaklıktı.
İslam’a yönelik saldırılara sessiz kalan İsveç hükümeti, terör örgütlerinin faaliyetlerine göz yumdu, Türkiye’nin iadesini istediği teröristleri geri vermedi.
İsveç’te bunlar yaşanırken başta iktidar yetkilileri üst perdeden konuşmalar gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, “İsveç, boşuna uğraşmasın. Biz mukaddes kitabımıza saldıranların NATO’ya girişine izin vermeyiz’’ demişti.
Eski Dışişleri Bakanı ve Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu ise 1 Haziran’da Twitter hesabından, “İsveçli dostlarımıza billur kadar açık mesaj! Üçlü Muhtıra'dan doğan taahhütlerinizi yerine getirin ve terörle mücadelede somut adımlar atın.” açıklamasında bulunmuştu.
Hatta Sn. Erdoğan, zirveden birkaç saat önce Pençe - Şimşek bölgesinde şehit olan 2 askerimizi anarak, “Kimse bizden terör konusunda taviz beklemesin’’ demişti.
Zirve öncesi anlaşılmaz bir şekilde Türkiye’de birden hava değişti. 7 Temmuz günü Türkiye’ye gelen Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, "Şüphesiz Ukrayna NATO'ya üyeliği hak ediyor" açıklamasıyla birlikte beklemediği bir hediye aldı. İçeride ve dışarıda ise Türkiye’nin ne yaptığına dair her şey birbirine karıştı. Hatta Türkiye, esir takası çerçevesinde elinde bulunan ve savaş sonrasına kadar kalmaları gereken 5 Ukraynalı komutanı Zelenski’ye verdi. Rusya, buna tepki gösterdi. Rusya ve Ukrayna arasında dengeli giden ilişki düzeyi, birden Avrupa ülkelerinin de önünde Ukrayna’nın NATO üyeliğine yeşil ışık yakılarak tersyüz oldu. Tahıl koridoru anlaşması neticesinde Nobel adaylığı bile tartışılan iktidar yetkililerinin bu ray değişikliği, dış politikada yeni bir zikzak olarak tarihteki yerini aldı.
Peki, bugün İsveç söylediği gibi terörle olan ilişkisini kesecek mi, hayır. Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine destek verse bile bu desteğin sonuca bir etkisi olacak mı, hayır. İslamofobi yine İsveç’te boy gösterebilir mi, evet. Tevrat ve İncil yakılmasına da izin verilmesinde bir denge arayışı olduğu hissediliyor mu, evet. Hiçbir kutsala bu saygısızlığın yapılmaması gerekirken, kutsallarla oynamak İsveç’e bir şey kazandırır mı, hayır.
Bütün bu tartışmaların sonunda ne mi olur? Türkiye, ABD’den F-16’larla ilgili taleplerini karşılar ve sonrasında her şey eskiye döner. Türkiye, dış politikayı salt pazarlık alanına çevirmenin günü kurtaran sonuçlarını büyük bir kazanım olarak takdim eder ama uzun vadede Türkiye dış politikası derin bir yarayı hanesine eksi olarak yazar. Bu sürecin kazananının Türkiye olamayacağı da açıktır. F-16’ları getirip İsveç’e bağlanmasına sebep olacak yanlışları yapan bu iktidar, süreci olması gerektiği yönetememiş ve maalesef yine gerçekleri değil, algıları öne çıkarmayı seçmiştir.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
-
Amerikalılar Narkozdan Uyanıyor mu?
05-05-2024
-
Türkiye, Irak ve Kalkınma Yolu Projesi
28-04-2024
-
Gitti IMF, Geldi Dünya Bankası; Peki Değişen Nedir?
21-04-2024
-
Netanyahu "can" çekişiyor…
14-04-2024
-
"Kalpgah’a sahip olan dünyayı yönetir"
01-04-2024
-
Moskova'da kanlı gece: Putin şimdi ne yapacak?
24-03-2024
-
Gazze'de tehlikeli oyunlar
18-03-2024
-
Dünya ikinci Trump dönemine hazır mı?
10-03-2024
-
Hedef: Türkiye ve İran’ı karşı karşıya getirmek
26-02-2024
-
Tunus: Devrim neden başarısız oldu?
18-02-2024
-
Kahire ortak hareket ederse bölgede neler değişir?
11-02-2024
-
ABD Orta Doğu’dan Çekilir mi?
05-02-2024
-
Türkiye’nin İsveç-NATO Kararı Hayırsız “Evet” mi?
29-01-2024
-
Lahey Adalet Divanı ve Soykırım Suçlusu İsrail
15-01-2024
-
Ortadoğu'yu Sarsan Olayların Perde Arkası
09-01-2024
-
2023 Yılının Sonuna Doğru Akılda Kalanlar
25-12-2023
-
Hasan Bitmez Ağabeye
17-12-2023
-
İsrail'in Sinsi Planı: Böl, Parçala, Yönet/Yok Et…
12-12-2023
-
Avrupa Komisyonu Raporu ve Türkiye
04-12-2023
-
Kıbrıs ve İsrail vatandaşlarına toprak satışları
27-11-2023
-
Gazze’de Yaşananlar Neden Bir Soykırımdır?
19-11-2023
-
Cumhuriyet Umuttur…
03-11-2023
-
“Ya Rab, Bu Uğursuz Gecenin Yok mu Sabahı?”
22-10-2023
-
Tarihin Sonu mu, İnsanlığın Sonu mu?
20-10-2023
-
Meclis Açılırken Gündemde Neler Var?
01-10-2023
-
Doğu Türkistan ve Yaşananların Arka Planı
24-09-2023
-
ABD-Ermenistan Tatbikatı ve Rusya
10-09-2023
-
Darbeler Serisi, Afrika ve Özgürlük
03-09-2023
-
Rusya, Putin ve Wagner, Prigojin
27-08-2023
-
Genç İşsizlerin Sayısı Neden Artıyor?
20-08-2023
-
Deneme-Yanılma Siyaseti
17-08-2023
-
Afrika Uyanışı ve Türkiye
06-08-2023
-
En Büyük Kaynak İsrafı; Beyin Göçü
30-07-2023
-
Siyasi Tavizler ve Orta Gelir Grubu Sorunu
26-07-2023
-
Türkiye, İsveç’in NATO Üyeliğine Neden Onay Verdi?
16-07-2023
-
Yeni Grup, Taze Kan
09-07-2023
-
Seçim Zamanları Dışında İktidarları Denetlemek
02-07-2023
-
Taşeron Ordular Çağı
25-06-2023
-
14 Mayıs, Kamuoyu ve Doğru Anket Nasıl Yapılır?
07-05-2023
-
Sudan Neden Bu Halde?
30-04-2023
-
Oyuna gelmemek
05-02-2023
-
ABD’nin F-16 oyunları
02-02-2023
-
Parti Devleti ve Dünün Yanlışlarından Ders Almamak
18-01-2023
-
Türkiye – Suriye Normalleşmesi, ABD ve Avrupa Birliği
16-01-2023
-
“Tensipleriyle ve talimatlarıyla”
15-01-2023
-
Cumhurbaşkanı adayı ve çalışma yöntemi tartışmalarına dair…
09-01-2023
-
Yunanistan’ın hedefi ne?
08-01-2023
-
“Bir Seçim Nasıl Kazanılır?”
01-01-2023
-
Demokrasi, seçim, anayasa, gençler, özgürlük, güvenlik ve Tunus
25-12-2022
-
Büyük Orta Doğu Projesi ve “Condi’nin Savaşları”
11-12-2022
-
Suriye, Mısır ve Kurumsal Akıl
08-12-2022
-
Seçmen Davranışları Değişiyor mu?
05-12-2022
-
Mısır ile Normalleşme
30-11-2022
-
“Suriye ile Sil Baştan…”
29-11-2022
-
İstiklal Caddesi Terör Saldırısı
28-11-2022
-
Türk Devletleri Teşkilatı ve KKTC
27-11-2022
-
Bir Beka Sorunu Olarak İç Göç…
06-11-2022
-
Saatleri İktidara Ayarlama Kongresi
04-11-2022
-
Muhalefetteki Son Kongre…
31-10-2022
-
Medya, Hakikat, Siyaset ve Toplum
24-10-2022
-
“Mızıka Çalındı Düğün mü Sandın”
23-10-2022
-
Rusya İçin Ukrayna Tüneli’nden Bir Çıkış Yolu Var mı?
21-10-2022
-
Sağ, Sol, CHP ve Başörtüsü
20-10-2022
-
Altılı Masa Neden Başarılı Olmak Zorunda?
19-10-2022
-
Tehlike Çok Büyük…
18-10-2022
-
Mussolini’nin Ruhu İtalya’ya Geri mi Dönüyor?
14-10-2022
-
Soğuğundan Sıcağına Doğru Savaş ve ABD-Rusya Hesaplaşması
26-09-2022
-
Nancy Pelosi’nin Gözyaşları
25-09-2022
-
Şanghay, Fotoğraflar Savaşı ve Türkiye
18-09-2022
-
“Açık Balkan-Open Balkan” Girişimi ve Bölgesel Barış
14-09-2022
-
Malezya İslam Partisi Kongre İzlenimleri
11-09-2022
-
Sovyetler, Rusya ve Gorbachev
04-09-2022
-
Son Gündem ve İmam Hatip Okulları
28-08-2022
-
Romantizm Tutsaklığı veya Günlük Politikalarla Devlet Yönetmek
21-08-2022
-
Suriye ve ayaküstü diplomasi
14-08-2022
-
Soçi Zirvesinin Bazı Şifreleri
12-08-2022
-
Tayvan restleşmesinin kazananı kim?
07-08-2022
-
Tahıl Diplomasisi
31-07-2022
-
Merkel Usulü Devir Teslim ve Schwäbische Hausfrau
17-07-2022
-
İktidarın seçimleri kaybetmesi dünyanın sonu mu?
03-07-2022
-
Samsun – Çarşamba, Terme Notları
28-06-2022
-
Batı, Bu İktidarın Devam Etmesini mi İstiyor?
26-06-2022
-
Partilere Üyelik ve Türkiye Örneği
22-06-2022
-
Yunanistan seçimleri ne zaman?
19-06-2022
-
Teknoloji, Medya, Toplum ve Siyaset
09-06-2022
-
Saadet Partisi Ne Yapmaya Çalışıyor?
05-06-2022
-
Konu Yine Tarım, Okumayın, Üzülürsünüz
29-05-2022
-
Sahi GAP Projesi Ne Oldu?
22-05-2022
-
“Ene Şirin Ebu Akile”
15-05-2022
-
“KUDÜS’ÜN, SİNA’NIN BAYRAMI NASIL?”
02-05-2022
-
Sığınmacılar, Göçmenler ve Suriye ile Görüşmek
24-04-2022
-
UKRAYNA'YI ALIP,RUSYA'YI KAYBETMEK
28-02-2022
-
MUHALEFETİN YUVARLAK MASASI, İTTİFAKLAR VE KOALİSYON
20-02-2022
-
KIRILGAN DEVLETLER VE İNSANİ YAŞAM STANDARTI
13-02-2022
-
UKRAYNA'DAN BİR VİETNAM ÇIKAR MI?
30-01-2022
-
FİLİSTİN İÇİN "DAYANIŞMA BİR EYLEMDİR"
23-01-2022
-
MEŞHUR ANNE SÖZÜ VE UKRAYNA
16-01-2022
-
SAKIN YUKARI BAKMA!
09-01-2022
-
SURİYE'DE ÇÖZÜMÜN AYAK SESLERİ Mİ?
02-01-2022
-
İKİ PAPA VE ROMALILAŞAN HIRİSTİYANLIK
30-12-2021
-
"NEREYE GİDECEK BU İŞİN SONU..."
22-12-2021
-
AH LİYAKAT, AH MERİTOKRASİ
19-12-2021
-
YERLİ MALI HAFTASI'NI HATIRLAYAN VAR MI?
14-12-2021
-
BÖLGEMİZ SICAK SAVAŞA MI SÜRÜKLENİYOR
12-12-2021
-
TÜRKİYE'NİN KENDİ OLMASI ÇOK MU ZOR?
08-12-2021
-
SURİYE'NİN HATAY AÇIKLAMASI NASIL OKUNMALI?
05-12-2021
-
TENCERENİN HATIRLATTIKLARI
30-11-2021
-
DIŞ POLİTİKA VE KIRMIZI ÇİZGİLER
29-11-2021
-
KIBRIS'TAN NOTLAR VE DEVLETİN ADI MESELESİ
21-11-2021
-
SQULD GAME VE ADALETİN BU MU DÜNYA?
17-11-2021
-
NEMESİS NEDİR?
07-11-2021
-
GÖRÜNEN KÖY
02-11-2021
-
BÜYÜKELÇİLER,AVRUPA KONSEYİ,AİHM, KAVALA VE TÜRKİYE'NİN SÜREÇ YÖNETİMİ
31-10-2021
-
DIŞ POLİTİKANIN İHTİYACI
24-10-2021
-
YUNANİSTAN ÜZERİNDEN KURGULANAN PLANLAR
19-10-2021
-
SOKAK NE DİYOR?
13-10-2021
-
DIŞ POLİTİKADA GÜNÜ KURTARMAK MI? GELECEĞİ KURGULAMAK MI?
11-10-2021
-
ALMAN SEÇMENİ NE MESAJ VERDİ?
28-09-2021
-
BOP -"BÜYÜK OSMANLI PROJESİ"
26-09-2021
-
AKDENİZ’DE NASIL KUŞATILIYORUZ?
21-09-2021
-
İSLAMOFOBİ BİR İNSANLIK SUÇUDUR
19-09-2021
-
İDLİB'TE DÜĞMEYE KİM BASTI?
14-09-2021
-
TÜRKİYE SEÇİM ATMOSFERİNE GİRDİ Mİ?
05-09-2021
-
IRAK'TA BİR ŞEYLER OLUYOR
31-08-2021
-
AFGANİSTAN İÇİN KÖPRÜDEN ÖNCE SON ÇIKIŞ
29-08-2021