Türkiye’nin İsveç-NATO Kararı Hayırsız “Evet” mi?
Ülkeler, kurumlar ve hatta insanlar aslında tercihleriyle tarif edilirler. İzledikleri yolun, attıkları adımların sonuçlarına göre değerlendirilir, ona göre bir yere konumlandırılırlar.
İki dünya savaşından bitkin düşüp yıkık halde çıkmasına rağmen hızla kalkınan Avrupa ülkeleri de hala sömürüye başkaldıramayan emperyalizmin elinden feryat eden ülkeler de küresel ve bölgesel tesirlerin yanı sıra kendi çizdikleri yolun sonuçlarını yaşıyorlar.Türkiye bin yıldır bu coğrafyada çoğu zaman tehditlerle karşılaşsa da hep belirleyici konumda oldu. Anadolu'da verilen mücadeleler, doğru adımlar, yanlış kararlar toplumsal hafızamızın altyapısını oluşturdu. Oysa son zamanlarda bütün bu tecrübelerin dikkate alınmadığı, iç siyasetin koşullarının her alanda baskın hale geldiği, dış politika yönetiminde popülizmin zirve yaptığı bir döneme dönüşmüştür.
Bildiğiniz üzere birkaç gün önce Meclis'ten İsveç'in NATO'ya üyelik kararı geçti ve bu karar Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlandı. İktidarın tüm gürültülü sözlerine, meydan okumalarına rağmen İsveç'in üyeliğine "Evet" kararı çıktı.
İsveç'e evet demek basit bir "Evet" değildir. Çünkü iki dünya savaşında da tarafsız kalan İsveç eğer bugün NATO’ya girmeye çalışıyorsa demek ki olay sadece İsveç’in güvenlik kaygılarıyla sınırlı olamaz.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişimi ve ardından Kuzey ve Doğu Avrupa'da savaşın yüksek sesle konuşulmasına sebep oldu. Bu durum 11 Eylül saldırılarından bu yana dünyanın karşı karşıya kaldığı en riskli dönem olduğunu gösteriyor.
Avrupa liderleri ve basını hiç olmadığı kadar 3. Dünya Savaşı'ndan veya Avrupa'da yeni bir savaştan bahsetmeye başladı. Rusya ile kara bağlantısı olmayan Baltık’taki Rus şehri Kaliningrad ve Polonya'da savaş senaryolarının birisi bitmeden diğeri başlıyor. Küresel güçler bütün bu iddiaları ciddiye almış olacaklar ki, NATO bölgede 90 bin askerle aylarca sürecek devasa bir tatbikat başlattı. Tatbikatın ana teması olası bir Rusya saldırısında Baltık bölgesini ve Doğu Avrupa'yı korumak olarak açıklandı.
İşte İsveç'in NATO'ya alınmasının gerçek sebebi: "Yarın Avrupa'da savaş başlarsa Rusya'ya karşı cepheyi genişletmektir." Türkiye İsveç’in NATO üyeliği meselesini salt F-16 alımı ve modernizasyonu üzerinden okuduğu için olası bu gibi gelişmeleri değerlendirmeden kararı onayladı. ABD'nin küresel hesaplarına odaklanmadan, içinde bulunduğu bölgenin gerçeklerini öncelemeden, hem kendisini hem de Avrupa'yı ateş sarmalının içine atma politikasına dur diyemedi. Hâlbuki Türkiye hem mevcut içinde bulunduğu yapılarla ilişkilerini yürütebilir, hem de kendi güvenliğini sağlamak için adımlar atabilirdi.
Kaldı ki bazı yorumlar Türkiye’nin F-16’ları almasının çok da kolay olmadığını gösteriyor. Bir de öyle onur kırıcı bir iddia var ki, deme gitsin. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM kararını imzalamasının ardından, Resmi Gazete’de yayımlanmasına rağmen ABD makamları bunu yeterli bulmamış, ıslak imzalı karar kendilerine gönderilmiş ve öylece F-16 satışının önündeki engel kalkmış. Eğer bu iddia doğruysa bu olay çok vahim bir durumdur. Umarız böyle bir şey olmamıştır. Şayet olduysa söylenecek söz “ört ki ölem” olur.
Ayrıca F-16’ların Türkiye’ye verilmesine dönük ABD Başkanı Joe Biden tarafından Kongre’ye gönderilen olumlu görüşe rağmen Kongre hala “Hayır” diyebilir. Evet dediği düşünülse bile Türkiye’nin F-16’lara ulaşması yaklaşık 3 senelik bir zaman alacak. Çünkü hali hazırda F-16 talebinde bulunan diğer ülkelerin siparişlerine öncelik tanınacak. Diyelim ki bu süre zarfında Akdeniz’de, Karadeniz’de, Suriye ve Irak’ta veya Yunanistan’la Ege’de, gerek Rusya-Ukrayna Savaşı’na bağlı olarak, ya da İsrail merkezli sorunlar yaşanırsa ABD üreticisi olduğumuz F-35’leri vermediği gibi F-16’ları da vermeyebilir. Bu saatten sonra böyle bir durumun yaşanmaması her aklıselim sahibi insanın ortak beklenti ve temennisidir.
Diğer taraftan ABD Atina’yı da susturmak için kendince denge kuracak, F-35’lerden tutunuz, ağır silahlara kadar birçok araç, gereç ve mühimmatı Yunanistan’a verme kararı alacaktır. Dedeağaç’taki tahkimatı daha da artıracaktır.
Peki, Türkiye’nin atması gereken adım neydi?
Bizim yapmamız gereken şey, Ukrayna Savaşı'nın sona ermesi için daha aktif bir çalışma ortaya koymak ve bölgemizdeki bu ateşin sönmesi için mücadele etmek olmalıydı. Çünkü Avrupa'da NATO-Rusya savaşı başlarsa herkesten daha fazla bizim zarar göreceğimiz açıktır. Bunun işaretleri de özellikle Pentagon tarafından Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni tartışmaya açmasında aranabilir. Bu çabalar tehdidin çok uzak olmadığını göstermektedir. Böyle bir durumda Karadeniz ve Batı sınırlarımız 2. Dünya Savaşı'ndaki dönemden daha ciddi bir tehditle karşı karşıya kalacak demektir.
Diğer yandan İsveç'in kendi sicili de oldukça kabarık. İsveç yıllardır Türkiye aleyhinde faaliyet yürüten terör örgütlerine kol kanat geriyor. Ve sözde fikir özgürlüğü kisvesi altında neredeyse her ay Kur’an-ı Kerim'e karşı yeni bir çirkin saldırı yapılıyor. İsveç makamları ise tüm bunları fikir hürriyeti kapsamında değerlendiriyor ve görmezden geliyor.
Maalesef bu kadar delile rağmen Türkiye İsveç’in NATO üyeliği meselesini bütün boyutlarıyla masaya yatırmadan ABD’nin F-16 vaadi ve biraz da zorlamasıyla bu tasarıya "Evet" dedi.
İşte gerçek güç ne meydanlarda slogan atmaktır, ne de kürsü konuşmalarında büyük laflar etmektir. Gerçek güç yeri geldiğinde "Hayır" diyebilmek ve muhataplara maliyet analizi yaptırabilmektir.
Unutulmamalıdır ki “Hayır” diyebilmek bir güç gösterisidir. Ciddiye alınmanın yolu da buradan geçer. Şimdi “Evet” dedik ve şimdi onların ağzına bakacağız ve adımları onlardan bekleyeceğiz. Sonuç mu, bekleyip göreceğiz ama asıl korkumuz bu meselede de haklı çıkmaktır.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
-
Amerikalılar Narkozdan Uyanıyor mu?
05-05-2024
-
Türkiye, Irak ve Kalkınma Yolu Projesi
28-04-2024
-
Gitti IMF, Geldi Dünya Bankası; Peki Değişen Nedir?
21-04-2024
-
Netanyahu "can" çekişiyor…
14-04-2024
-
"Kalpgah’a sahip olan dünyayı yönetir"
01-04-2024
-
Moskova'da kanlı gece: Putin şimdi ne yapacak?
24-03-2024
-
Gazze'de tehlikeli oyunlar
18-03-2024
-
Dünya ikinci Trump dönemine hazır mı?
10-03-2024
-
Hedef: Türkiye ve İran’ı karşı karşıya getirmek
26-02-2024
-
Tunus: Devrim neden başarısız oldu?
18-02-2024
-
Kahire ortak hareket ederse bölgede neler değişir?
11-02-2024
-
ABD Orta Doğu’dan Çekilir mi?
05-02-2024
-
Türkiye’nin İsveç-NATO Kararı Hayırsız “Evet” mi?
29-01-2024
-
Lahey Adalet Divanı ve Soykırım Suçlusu İsrail
15-01-2024
-
Ortadoğu'yu Sarsan Olayların Perde Arkası
09-01-2024
-
2023 Yılının Sonuna Doğru Akılda Kalanlar
25-12-2023
-
Hasan Bitmez Ağabeye
17-12-2023
-
İsrail'in Sinsi Planı: Böl, Parçala, Yönet/Yok Et…
12-12-2023
-
Avrupa Komisyonu Raporu ve Türkiye
04-12-2023
-
Kıbrıs ve İsrail vatandaşlarına toprak satışları
27-11-2023
-
Gazze’de Yaşananlar Neden Bir Soykırımdır?
19-11-2023
-
Cumhuriyet Umuttur…
03-11-2023
-
“Ya Rab, Bu Uğursuz Gecenin Yok mu Sabahı?”
22-10-2023
-
Tarihin Sonu mu, İnsanlığın Sonu mu?
20-10-2023
-
Meclis Açılırken Gündemde Neler Var?
01-10-2023
-
Doğu Türkistan ve Yaşananların Arka Planı
24-09-2023
-
ABD-Ermenistan Tatbikatı ve Rusya
10-09-2023
-
Darbeler Serisi, Afrika ve Özgürlük
03-09-2023
-
Rusya, Putin ve Wagner, Prigojin
27-08-2023
-
Genç İşsizlerin Sayısı Neden Artıyor?
20-08-2023
-
Deneme-Yanılma Siyaseti
17-08-2023
-
Afrika Uyanışı ve Türkiye
06-08-2023
-
En Büyük Kaynak İsrafı; Beyin Göçü
30-07-2023
-
Siyasi Tavizler ve Orta Gelir Grubu Sorunu
26-07-2023
-
Türkiye, İsveç’in NATO Üyeliğine Neden Onay Verdi?
16-07-2023
-
Yeni Grup, Taze Kan
09-07-2023
-
Seçim Zamanları Dışında İktidarları Denetlemek
02-07-2023
-
Taşeron Ordular Çağı
25-06-2023
-
14 Mayıs, Kamuoyu ve Doğru Anket Nasıl Yapılır?
07-05-2023
-
Sudan Neden Bu Halde?
30-04-2023
-
Oyuna gelmemek
05-02-2023
-
ABD’nin F-16 oyunları
02-02-2023
-
Parti Devleti ve Dünün Yanlışlarından Ders Almamak
18-01-2023
-
Türkiye – Suriye Normalleşmesi, ABD ve Avrupa Birliği
16-01-2023
-
“Tensipleriyle ve talimatlarıyla”
15-01-2023
-
Cumhurbaşkanı adayı ve çalışma yöntemi tartışmalarına dair…
09-01-2023
-
Yunanistan’ın hedefi ne?
08-01-2023
-
“Bir Seçim Nasıl Kazanılır?”
01-01-2023
-
Demokrasi, seçim, anayasa, gençler, özgürlük, güvenlik ve Tunus
25-12-2022
-
Büyük Orta Doğu Projesi ve “Condi’nin Savaşları”
11-12-2022
-
Suriye, Mısır ve Kurumsal Akıl
08-12-2022
-
Seçmen Davranışları Değişiyor mu?
05-12-2022
-
Mısır ile Normalleşme
30-11-2022
-
“Suriye ile Sil Baştan…”
29-11-2022
-
İstiklal Caddesi Terör Saldırısı
28-11-2022
-
Türk Devletleri Teşkilatı ve KKTC
27-11-2022
-
Bir Beka Sorunu Olarak İç Göç…
06-11-2022
-
Saatleri İktidara Ayarlama Kongresi
04-11-2022
-
Muhalefetteki Son Kongre…
31-10-2022
-
Medya, Hakikat, Siyaset ve Toplum
24-10-2022
-
“Mızıka Çalındı Düğün mü Sandın”
23-10-2022
-
Rusya İçin Ukrayna Tüneli’nden Bir Çıkış Yolu Var mı?
21-10-2022
-
Sağ, Sol, CHP ve Başörtüsü
20-10-2022
-
Altılı Masa Neden Başarılı Olmak Zorunda?
19-10-2022
-
Tehlike Çok Büyük…
18-10-2022
-
Mussolini’nin Ruhu İtalya’ya Geri mi Dönüyor?
14-10-2022
-
Soğuğundan Sıcağına Doğru Savaş ve ABD-Rusya Hesaplaşması
26-09-2022
-
Nancy Pelosi’nin Gözyaşları
25-09-2022
-
Şanghay, Fotoğraflar Savaşı ve Türkiye
18-09-2022
-
“Açık Balkan-Open Balkan” Girişimi ve Bölgesel Barış
14-09-2022
-
Malezya İslam Partisi Kongre İzlenimleri
11-09-2022
-
Sovyetler, Rusya ve Gorbachev
04-09-2022
-
Son Gündem ve İmam Hatip Okulları
28-08-2022
-
Romantizm Tutsaklığı veya Günlük Politikalarla Devlet Yönetmek
21-08-2022
-
Suriye ve ayaküstü diplomasi
14-08-2022
-
Soçi Zirvesinin Bazı Şifreleri
12-08-2022
-
Tayvan restleşmesinin kazananı kim?
07-08-2022
-
Tahıl Diplomasisi
31-07-2022
-
Merkel Usulü Devir Teslim ve Schwäbische Hausfrau
17-07-2022
-
İktidarın seçimleri kaybetmesi dünyanın sonu mu?
03-07-2022
-
Samsun – Çarşamba, Terme Notları
28-06-2022
-
Batı, Bu İktidarın Devam Etmesini mi İstiyor?
26-06-2022
-
Partilere Üyelik ve Türkiye Örneği
22-06-2022
-
Yunanistan seçimleri ne zaman?
19-06-2022
-
Teknoloji, Medya, Toplum ve Siyaset
09-06-2022
-
Saadet Partisi Ne Yapmaya Çalışıyor?
05-06-2022
-
Konu Yine Tarım, Okumayın, Üzülürsünüz
29-05-2022
-
Sahi GAP Projesi Ne Oldu?
22-05-2022
-
“Ene Şirin Ebu Akile”
15-05-2022
-
“KUDÜS’ÜN, SİNA’NIN BAYRAMI NASIL?”
02-05-2022
-
Sığınmacılar, Göçmenler ve Suriye ile Görüşmek
24-04-2022
-
UKRAYNA'YI ALIP,RUSYA'YI KAYBETMEK
28-02-2022
-
MUHALEFETİN YUVARLAK MASASI, İTTİFAKLAR VE KOALİSYON
20-02-2022
-
KIRILGAN DEVLETLER VE İNSANİ YAŞAM STANDARTI
13-02-2022
-
UKRAYNA'DAN BİR VİETNAM ÇIKAR MI?
30-01-2022
-
FİLİSTİN İÇİN "DAYANIŞMA BİR EYLEMDİR"
23-01-2022
-
MEŞHUR ANNE SÖZÜ VE UKRAYNA
16-01-2022
-
SAKIN YUKARI BAKMA!
09-01-2022
-
SURİYE'DE ÇÖZÜMÜN AYAK SESLERİ Mİ?
02-01-2022
-
İKİ PAPA VE ROMALILAŞAN HIRİSTİYANLIK
30-12-2021
-
"NEREYE GİDECEK BU İŞİN SONU..."
22-12-2021
-
AH LİYAKAT, AH MERİTOKRASİ
19-12-2021
-
YERLİ MALI HAFTASI'NI HATIRLAYAN VAR MI?
14-12-2021
-
BÖLGEMİZ SICAK SAVAŞA MI SÜRÜKLENİYOR
12-12-2021
-
TÜRKİYE'NİN KENDİ OLMASI ÇOK MU ZOR?
08-12-2021
-
SURİYE'NİN HATAY AÇIKLAMASI NASIL OKUNMALI?
05-12-2021
-
TENCERENİN HATIRLATTIKLARI
30-11-2021
-
DIŞ POLİTİKA VE KIRMIZI ÇİZGİLER
29-11-2021
-
KIBRIS'TAN NOTLAR VE DEVLETİN ADI MESELESİ
21-11-2021
-
SQULD GAME VE ADALETİN BU MU DÜNYA?
17-11-2021
-
NEMESİS NEDİR?
07-11-2021
-
GÖRÜNEN KÖY
02-11-2021
-
BÜYÜKELÇİLER,AVRUPA KONSEYİ,AİHM, KAVALA VE TÜRKİYE'NİN SÜREÇ YÖNETİMİ
31-10-2021
-
DIŞ POLİTİKANIN İHTİYACI
24-10-2021
-
YUNANİSTAN ÜZERİNDEN KURGULANAN PLANLAR
19-10-2021
-
SOKAK NE DİYOR?
13-10-2021
-
DIŞ POLİTİKADA GÜNÜ KURTARMAK MI? GELECEĞİ KURGULAMAK MI?
11-10-2021
-
ALMAN SEÇMENİ NE MESAJ VERDİ?
28-09-2021
-
BOP -"BÜYÜK OSMANLI PROJESİ"
26-09-2021
-
AKDENİZ’DE NASIL KUŞATILIYORUZ?
21-09-2021
-
İSLAMOFOBİ BİR İNSANLIK SUÇUDUR
19-09-2021
-
İDLİB'TE DÜĞMEYE KİM BASTI?
14-09-2021
-
TÜRKİYE SEÇİM ATMOSFERİNE GİRDİ Mİ?
05-09-2021
-
IRAK'TA BİR ŞEYLER OLUYOR
31-08-2021
-
AFGANİSTAN İÇİN KÖPRÜDEN ÖNCE SON ÇIKIŞ
29-08-2021