Yaklaşık bir aydan beri süren Papaz Brunson sorunu Amerika ile Türkiye arasında ekonomik krize dönüştü.

Amerika’nın Türkiye için aldığı yaptırım kararları geçtiğimiz cuma günü dolara tavan yaptırdı. Birçok konuda müttefikimiz olan Amerika’nın özelde Trump’ın bu çılgınca davranışları iki ülke arasındaki ilişkilere tamiri mümkün olmayan zararlar vermiştir.

Ekonomik darbe girişiminin tamamen siyasi olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Çünkü ülkemizdeki ekonomik göstergeler dövizdeki bu artışın normal olmadığını ortaya koymaktadır. Ben şahsen papaz Bronson’un bu ekonomik krizin sadece günah keçisi olduğunu düşünüyorum.

Amerika’yla Türkiye arasındaki sorunların ana başlıklarını değerlendirecek olursak Türkiye’nin Rusya’dan almayı planladığı S400 füze savunma sistemleri sorununun yanı sıra F35 savaş uçaklarının Amerika tarafından Türkiye’ye satışının geçici olarak durdurulması, Amerika’nın İran için uygulamayı planladığı yaptırımlara Türkiye’nin destek vermemesi.

Geçtiğimiz günlerde İçişleri ve Adalet Bakanlarımız hakkındaki yaptırım kararları alması, 15 Temmuz’dan bu yana süre gelen Fetö krizi gibi karşılıklı sorunların tırmandırdığı kriz Amerika’yla bizi karşı karşıya getirmiştir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın birkaç günden beri yaptığı açıklamalarda olduğu gibi Türkiye’nin ekonomik bir kuşatma ile karşı karşıya olduğunu, ülke olarak bunun üstesinden gelebileceğimizi ve ekonomik krizi en az hasarla atlatacağımızı düşünüyorum. Yalnız bu krizin altından 15 Temmuz ruhuyla, Vatan Millet Sakarya edebiyatıyla ve ya doları boz oyunu boz gibi sosyal medya çağrıları ve hamaset nutukları atarak kalkamayız. Mevcut krizin bunlarla çözülmeyecek kadar basit olmadığını, ancak gerçekçi ve ayağı yere basan dış politikalarla ilişkilerin normale döneceğini düşünüyorum.

Türkiye’nin yalnız olmadığını Rusya’nın, İran’ın, hatta Almanya’nın, Amerika’nın bu kararlarına ciddi tepki gösterdiğini ve bu agresif uygulamaların Amerika’yı yalnız bırakacağını umut ediyorum. Ülkemizin geçmişten bugüne kadar olduğu gibi çeşitli krizleri nasıl atlattıysa nasıl güçlenerek çıktıysa yine akılcı adımlarla bu krizin üstesinden geleceğimizi temenni ediyorum.